Diyecek bir şey yok


Ne 3 Temmuz , Ne son hafta kaybedilen şampiyonluklar , Ne de her türlü yenilgi hiç biri bu kadar üzmemişti beni. Diyecek pek fazla bişeyim yok. Modern futbolunuzu da ... kurumsal yapınızı da....


Bizden sonrakilere anlatacağız seni kaptan, neler yaptığını , bizleri nasıl sevinçlere boğduğunu , seni nasıl harcadıklarını hepsini anlatacağız...Seni unutmak mümkün mü

HAKKINI HELAL ET BÜYÜK KAPTAN, ÇUBUKLUNUN SON 10 NUMARASI...

Fenerbahçe 2-1 MİY | Son Nefeste 3 Puan

Bir süredir yazamadım blogda. Dersler ve ardından sınav olunca yazı yazacak vakit bulmak zor oldu. Milli maçlar, Meireles transferi, Aykut Kocaman'ın Lig Tv'deki röportajı , Aziz Yıldırım'ın NtvSpor'daki programı, Alex'in heykeli falan derken gündem baya birikti. Bu konularda da değinmek istediğim çok nokta var ama önce maçı değerlendirmek istiyorum.

ilk 11
Sivasspor maçı sonrası kaybedilen 2 puan kötü futbol ve Galatasaray'ın fazla zorlanmadan aldığı 3 puanlar bu maç için baskıyı artıran temel etkenlerdi. Transferin son günü, bence büyük ve çok gerekli bir noktaya yapılan transfer Meireles maça ilk 11'de başladı. Sow, Krasic ve Egemen'in eksikliklerinde Kadıköy'deki bir maç için bence en doğru kadro ile başladı Aykut Kocaman. Nasıl ki olumsuzlukları sürekli yazıyorsak güzel şeyleri de övmek lazım. Doğru kadro, doğru diziliş...

Maça çok istekli, futbolu özlemiş gibi başladı takım. Meireles'in maçın başlarında defanstan topu alıp ileriye oynaması -ki en büyük sorunumuz buydu bu sezon- Mehmet Topal'ın rakip takımdan dönen topların hemen hemen hepsini süpürmesi , Hasan Ali'nin yararlı hücüm bindirmeleri maçın başından devre arasına kadar olan sürede güzel futbolun kilit noktalarıydı. Üst üste gelen duran topların bu maçın kaderini değiştireceğini düşünürken  duran toptan gol yedik. Maçın başında ilk Mersin İdman Yurdu atağında Gökhan'ın bir anlık hatası ve pozisyon gereği yaptığı faul ve sonrasında gelen gol. Meireles için de şanssız bir andı. Gol sonrasında ise baskın ve istekli futbolumuz devam etti.İlk yarının sonunda da geçen sezonki Beşiktaş maçlarında izlediğimiz korner taktiği ile golü bulduk. Gökhan'ın ön direğe koşusu ve topu kafası ile 6 pasa göndermesi... Mehmet Topal'a da ayrı bir parantez açmak lazım. Son zamanlarda çok formda ve uzun zamandır Fenerbahçe'de böyle bir ön libero izlemedim. Daha erken belki ama bence yılın en büyük transferlerinden biri. Bu maç için beni en çok umutlandıran olay ölü bir takımın, mücadelenin son zamanlarda hiç olmadığı bir takımın , kazanmayı bu denli istemesi mücadele etmesi sonuna kadar savaşması....

İkinci yarı Topal'ın sakatlığı ile Baroni girdi oyuna. Orta sahadaki etkinliğimiz ciddi şekilde etkilendi. Nurullah Sağlam Nduka gibi hızlı bir adamı da oyuna sürünce ilk yarıdaki baskın, rakip takımı boğan Fenerbahçe yerine biraz daha geride oynamaya başlayan, topu oyuna daha geriden sokan, organize olmakta güçlük çeken bir Fenerbahçe vardı. Bunun üstüne bir de fizik olarak düşüş Kuyt'ın sakatlığı da eklenince oyundan epey bir düştük. Net bir çift vuruş ! ve sonrasında Baroni'den gelen füze son saniyede bizleri havaya uçurdu.

Takım toplam 103 km koşmuş. Aykut Kocaman'ın hedeflerinden biraz uzak bir rakam. Ama rakip sahaya yığılan bir oyunda bu rakamların pek de anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Meireles Premier Lig'den geldiğini belli etti daha ilk maçtan.11 km ile sahanın en çok koşan adamıydı. Umarım çok daha iyi performanslar seyrederiz Meireles'den.

İlk yarıdaki futbolda biraz daha organize olup ve bu futbolu 90 dakikaya yayarsak- yaymaya çalışırsak bu takımın önünde kimse duramaz. Son yılların en eksiksiz Fenerbahçe'si ve inşallah daha nice mutluluklar yaşarız bu takımla.

Bir konuya daha değinmek istiyorum sahanın zemini aşırı kötü. Ne yapıp edip paraya kıyıp o zemini halletsinler. Top dümdüz gidemiyor her top mu seker usta. Koca Fenerbahçe'ye yakışmayan bir zemin. Futbol oynamaya büyük engel hele hele hızlı oyun ve seri pas yapmak isteyen takım için-Aykut Kocaman'ın istediği planladığı takım için.

Maç Dışında ;


 Herşey için teşekkürler Mirsad. Sen çok başkaydın be. Yüzünde akan kanlar ile, topladığın reboundlar ile, attığın 3'lükler ile, takımdaki liderliğin ile, ASLA PES ETMEMEN ile kalplerimize yerleştin bir kere.

Bırakmayaydın İyiydi be Mirsad özleyeceğiz seni parkelerde....







Zaten çoktan haketmiştin o heykeli. Bi de açılış konuşması yaptın ki, gözlerim doldu. Futbolu ile , dürüstlüğü ile , efendiliği ile , liderliği ile BÜYÜK EFSANESİN Alex ,

BÜYÜK KAPTAN BİZİ BIRAKMAAA BIRAKMAAA BIRAKMAAAAA.....

Sivasspor 0-0 Fenerbahçe


Ligin 3.haftası da geri kaldı.Fenerbahçe, Sivasspor deplasmanından da berabere ayrılarak ligde ki puanını 5'e çıkarttı. Oynanan kötü futbol ve yapılan kötü hamleler gelecek adına bana pek ümit vermedi. Üzülüyorum ki aynı hatalar göz göre göre yapılıyor. Ve Üzülüyorum ki bu hataları tekrar etmeyeceklerinden emin olamıyorum !!!


ilk 11

Gaziantespor maçından farklı olarak Krasic yerine Alex ile başladı maça Aykut Kocaman. Diziliş olarak son yıllarda hiç bir maçta bu kadar sıkıntı yaşamamıştık. Maça 4-2-3-1 gibi başladık.Sonra bir süre  4-3-1-2 ile oynadık.Ardından klasik 4-4-1-1'e döndük bir süre.Maçı da 4-4-2 ile bitirdik. Maç içerisinde uzun zamandır bu kadar fazla rotasyon görmemiştim onu da bizlere gösterdi Aykut Kocaman.

Maça aslında iyi başladık diyebiliriz.İlk 15 dakika Hasan Ali'nin etkili bindirmeleri, Topuz'un oyunun her iki yönünde de etkili olması topu rakip sahaya yıkmamızı kolaylaştırdı. Zaten maç içerisindeki en etkili pozisyonlarımız bu 15 dakika içerisinde gelişti.Önce 3.dakikada Alex'in kafa vuruşu sonra da Mehmet Topuz'un pası ile Borjan ile karşılaşan Sow'un aşırtma vuruşu.

İyi oynadığımız süreçte farklılıklar neydi ?

Öncelikle beklerin etkili bindirmeleri ve sorumluluk almaları benim için kilit nokta. Hem Hasan Ali , hem Gökhan sürekli bindirme yaptılar top istediler orta açtılar...Rakibi boğmak için günümüz futbolunun en önemli mevkisidir bekler. Ve bugün de iyi oynadığımız kısa sürede hem Hasan hem Gökhan iyiydi. Mehmet Topuz'un ofansı da daha çok düşünmesi bizim için pozitif bir olaydı. Sow-Kuyt ikilisinin sürekli yer değiştirmesi, Kuyt'ın presi, rakip defansı zorladı. Böyle anlatıyorum ama bu iyi oynadığımız kısım sadece 15 dakika....

Peki oynanan futbol ne oldu da birden bire değişti ?

Sivasspor'da Erman'ın daha çok sorumluluk alması, hem Aatıf hem de Eneramo'nun topu sürekli istemesi ve mücadeleleri...Bizim, sahadaki dizilişimizin sürekli değişmesi...Kuyt'ın top kayıpları....Alex'in gününde olmaması....Gökhan'ın basit hataları....Selçuk'un kötü, Topal'ın vasat olması....Yerlerde sürünen kondisyon.....daha çok neden sayılabilir bu maçta.Kısacası ve bence en önemlisi maçı isteyen tarafın daha çok Sivasspor olması diyebilirim.

Kötü futboldaki nedenler neler ?

1) Aykut Kocaman'ın kadro tercihleri;
   Forma adaleti olmayan bir takımda , takım olma ruhu nasıl kazandırılır merak ediyorum. Selçuk hafta içi berbat bir maç oynamasına rağmen ilk 11'deydi. Stoch iyi sayılabilecek bir performansın ardından kesik yedi hocadan. Hasan Ali kaç maçtır kötü. O zaman sorarlar adama Sezer,Salih,Bienvenu,Özgür nerde diye. Nerde ADALETİN Aykut Hoca !!!

2) Aykut Kocaman'ın maç hazırlığı;
   5'e 2 top kapma çalışması meşhurdur Aykut Hoca'nın. İnşallah en önemli sorun olan FİZİK-KONDİSYON'a da gerekli önemi verir. Aykut Kocaman ile birlikte her oyuncunun performansı geriye gidiyor. Fizik olarak Anadolu'daki takımlardan bile geri durumdayız şu an. İkili mücadelelerde çabuk yıkılan, pres diye bir şeyin kalmadığı, pas trafiğinin oldukça durağan olduğu, çok çok yavaş oynayan bir Fenerbahçe var şuan. Umarım bir kondisyoner bu takıma kazandırılır ve daha diri bir Fenerbahçe izleriz.

3) Geç kalmış transfer
   Bir orta saha lazım diye bas bağırdık. Emre'nin gideceği önceden belli iken Emre'nin yerine oyuncu almamak mantıkla açıklanamaz.

4) Özgüvenini kaybetmiş futbolcular;
   Futbolcular Fenerbahçe'de değil de sıradan bir takımda oynuyor gibiler. Sorumluluk almak isteyen, adam eksiltmeye çalışan oyuncu yok gibi. Hepsi yan top, geri pas, 0 risk , aman topu ben almayayım modunda...

Transfer döneminin son günlerinde iken Aykut Kocaman'ın bahsettiği transferi ve onun yaratacağı etkiyi de çok merak ediyorum.Umarım takım hatalarından ders alır ve umarım mücadele eden bir hoca ve yönetim görürüz. Bu büyük taraftarın yüzünü güldüren, korkan değil rakiplerini korkutan bir Fenerbahçe izlemek dileğiyle.......

Hep Destek Tam Destek !!!

Aziz Yıldırım ve diğer yöneticilerin yaptığı en büyük değişiklik bu olsa gerek. Taraftar profili son yıllarda o kadar değişti ki bugün yönetim ve teknik heyet hakkında olumlu olumsuz her olayda sesini çıkartamayan bir taraftar profili var. Yönetici gözünden her biri dolar işareti olan taraftarların bugünkü hali gerçekten içler acısı.

Bu taraftarlar bu takım için her şeyini verebilecek iken bunları malzeme olarak kullanan bir yönetim var benim gözümde. 3 Temmuz, birlik, beraberlik, agresiflik için bu taraftarın en büyük artısı iken bunları pozitif yönde kullanmak yerine, taraftarları üzen taraftarın hiç kaale alınmadığı bir takım görmek ve bunlara karşı hiç bir şey yapamayan bir taraftar profili görmek beni çok üzüyor.

Yönetim kulüpte maddi sıkıntı var dedi gittik Fenerium'lardan 1 günde 1 milyon kampanyası yaptık, gittik 3-4 tane forma aldık, gittik doğmamış çocuğumuza taraftar kart aldık, maddi her türlü görevimizi yerine getirdik...

Yönetim şike yapmadık tertemiziz dedi (inandık ve hala inanıyoruz) gittik Çağlayan'a Silivri'ye Ankara'ya Şişli Etfal'e ... gittik her deplasmana, ruhsuz bir takımı sahada görsek bile bağırdık 90 dakika, kaldırımdan destekledik bu takımı, bayanlarımız ile doldurduk stadımızı, okulda mahallede savunduk her zaman bu takımı, kadıköyde en büyük rakibimize kupa kaldırttılar taraftar her destek tam dedi hep, sesimizi çıkartmadık manevi her türlü desteği yerine getirdik getirmeye de devam edeceğiz....

Çok sevdik çünkü bu renkleri bu şanlı geçmişi bu insanları çok sevdik ,

Bir de şimdiye bakalım ,

-biz bu futbolu mu hak ettik
-biz orta sahada Baroni'yi mi hak ettik
-biz mücadele etmeyen bir takımı mı hak ettik
-biz birilerinin egosu ile yönetilen bir takım mı hak ettik
-biz azcık bir eleştiride başkandan fırça yemeyi mi hak ettik
-biz Hasan Ali'yi, Selçuk'u mu hak ettik
-biz Savaşan bir Emre'nin gönderilmesini mi hak ettik
-biz Alex gibi bir efsanenin ego kurbanı olmasını mı hak ettik
-biz Şampiyonlar Liginden "bence" bizden kötü bir takıma elenmeyi mi hak ettik
-biz 90 dakikalık maçın 60 dakikasını boşu boşuna izlemeyi mi hak ettik
-biz Her fırsatta galatasarayın ekmeğine yağ süren bir hocayı mı hak ettik
-biz Avrupa vizyonu olmayan bir yönetim mi hak ettik
-biz Bizleri susturmak için transfer yapan bir yönetim mi hak ettik
-biz Bir maça bilet bulmazken yönetimin eş dost ve akrabalarına giden biletleri de mi hak etmedik
-biz İnternette bile sabahlayıp karaborsa yapan Biletix'den bilet almayı mı hak ettik ki alamadık çoğu zaman
-biz Parası olanın konuşmaya hakkı olduğu bir Fenerbahçe mi hak ettik
-biz Halkın takımını sosyete takımı yapan bir yönetim mi hak ettik
-biz Her türlü mücadeleyi verirken arkamızda durmayan bir yönetim mi hak ettik
-biz Genç Yeteneklerin solduğu bir takım mı hak ettik
-biz Bizimle dalga geçen resmi siteyi mi hak ettik...
.
.
.


Hepsini geçtim biz bir tane Orta Saha'yı da mı hak etmedik ....

Bu taraftar bas bas bağırdı orta saha şart diye ama yine kaale alınmadık.Sonuçta yine üzülenler yine gözlerde yaş dolanlar bizler olduk. Ama biz bunlarla da sevdik bu takımı. Sadece mutluluklarda değil üzüntülerimizi de yaşadık bu takım ile. Ama göz göre göre bu taraftara üzüntü yaşatmak biraz isyan gerektirir heralde...

Hep destek tam destek falan değil. Biz Agresifliğimizi kaybettik birader. Sesi çıkmayan, stada meşale bile sokamayan, kendi sahamızda bile baskı oluşturmak da zorlanan sosyetenin takımı olduk bu yönetim ile. Halkın takımıydı bu takım hala da öyle. Direnişin mücadelenin takımıdır, Aziz Yıldırım'ın tabiriyle Kuva-yi Milliye'dir bu takım ve taraftarlar. Ama artık bu sevda uğruna canını verebilecek taraftarları dikkate alan insanlar istiyorum. Herhangi bir yerdeki Fenerbahçe'li garson Hasan ile mühendis Mehmet'e aynı gözle bakabilen bir yönetim istiyorum.Kişilerin Fenerbahçe'liliklerinin Fenercell ile taraftar kart ile PARA ile sorgulandığı bir Fenerbahçe değil...

Bu destek sonsuza kadar sürecek elbet, bu renklere bu formaya aşığız bir kere....Aşkımızın karşılığı paralar,kupalar,şampiyonluklar değil elbette en büyük isteğim sahadaki ve yönetimdeki mücadelenin tribündeki mücadeleye yaklaşması, yaklaşmaya çalışması !!!


Spartak Moskova Maçı Öncesi

 

Fenerbahçe son yılların en önemli maçına çıkacak yarın akşam. 3 Temmuz operasyonu ile başlayan birlik beraberlik ve mücadelenin en önemli arenası bu maç. Son zamanlarda hiç umut vermeyen kötü futbol , Alex Aykut tartışmaları ve deplasmandaki 2-1'lik skor bu maç için ciddi dezavantajlar.

Cumartesi günü Gaziantepspor maçında farklı dizilişler denedi Aykut Kocaman. Biraz Alex'le tartışması biraz da bayan seyirciler nedeniyle seyirci baskısının az olması bu kadar rahat davrandırdı ona diziliş konusunda. Uzun zamandır planladığı Alex'siz Fenerbahçe'nin temellerini attı sonunda. Alex-Aykut konusuna fazla değinmeyeceğim. Alex haklı Aykut Kocaman haklı Aziz Yıldırım haklı falan filan kimse umrumda değil umrumda olan tek şey Fenerbahçe'dir.Ve sonsuza kadar böyle devam edecek. Birinin zarar verdiğini düşünürsem eleştiririm zaten. Spartak maçı öncesi daha çok futbol konuşmak istiyorum.

Merkez orta saha transferi taktik değişse de değişmese de şart bu takıma. Orta saha transferi gerçekleşirse takım için en uygun sistem olabilir 4-4-2 . Alex sonsuza kadar oynayacak bir oyuncu değil o da bir insan ve o da yaşlanıyor. Ancak elinde top tekniği yüksek yaratıcı bir orta saha yok iken Alex'i kesmek çok gereksiz. Hele hele Alex'i kesip Baroni'yi onun mevkisine yerleştimeye çalışmak ayrı bir saçmalık. Ya sistem değiş ya da Alex'i oynat. Antep maçında sistem değişti; biraz uyum sıkıntısı, biraz merkez orta saha eksikliği, biraz defansın formsuzluğu derken yine kötü bir futbol izledik. 3-0 kazandık belki ama kalemizde verdiğimiz pozisyonlar ve defanstaki Egemen Yobo tandeminin uyumsuzluğu çok üzücüydü. Bir de üstüne üstlük Hasan Ali'nin pozisyon bilgisinin zayıflığı ve yaratıcılığının çok düşük olması gelecek için pek umut vermedi.

Spartak Moskova nasıl bir takım ne yapılabilir ?

Spartak çok koşan bir takım öncelikle. Ama öyle ahım şahım bir takım da değiller. Kadıköy onlar için çok çok daha avantajlı olabilir belki. Hızlı forvet hattı, yaratıcı orta sahaları Kadıköy'de kontra-atak futbolu izlettirebilir bize. Şu ana kadar izlediğim maçlarda defans hatları çok zayıf gözüktü bana. Kendi yarı sahasında kapanan bir Spartak Moskova çok farklı olabilir. Kapanmayı bilmeyen bir büyük takım gibi mi yoksa 11 kişi defans yapan bir Anadolu takımı mı izleyeceğiz merak ediyorum. Defans hatlarının zayıflığı, skoru korumanın onlar için dezavantaj da olabileceğini gösteriyor. Aykut Kocaman'ın basın toplantısına göre Alex yine yok. Alex kapanan takımları en iyi çözen futbolculardan biridir bence.4 kişinin içine bir ara pas atar veya bir frikik atar maçı birden çevirebilir. Mücadele gücünü artırmak için gol yollarındaki gücü azaltmak ilginç bir hamle olur herhalde hele ki mutlak kazanmamız gereken bir maçta. Tahminin Gaziantepspor maçındaki kadronun aynısı çıkacak. Olmasını dilediğim, beklediğim bir hamle var o da Egemen-Bekir değişikliği. Gaziantepspor ve Spartak maçlarının her ikisinde de gördük ki Egemen-Yobo ikilisi daha uyum sağlayamadı ve iki stoper arası ciddi boşluklar kalıyor.

Tur ne olur ?

Maçtaki en önemli avantajımız kesinlikle seyirci baskısı. Maçın ilk dakikasından itibaren susmayan bir taraftar profili görürüz inşallah. Maç için en büyük korkum ise erken bir gol attıktan sonra onu korumaya çalışmak klasik Aykut Kocaman direktifleri işte...Spartak Moskova 2-1 ile avantajlı belki ama tur hala elimizde ve ben turu geçeceğimize inanıyorum şu anki kadro ile. Umarım Aykut Kocaman eski hatalarından ders çıkartmıştır ve umarım aynı hataları yapmaz.

Sakat vermeden, rahat rahat kazanacağımız, takımın ve taraftarların birlik beraberlik içinde olduğu bir maç izlemek dileğiyle...

Elazığspor 1-1 Fenerbahçe

Aykut Kocaman endeksli bir yazı yazmayı düşünmüyorum artık.Aykut Kocaman'ın yetersiz bir teknik direktör olduğu benim için bir gerçek ve bundan sonra bu konuda daha fazla yazmadan maça odaklanmak istiyorum.

ilk 11
Öncelikle ilk 11'i değerlendirmek istiyorum.Ligin ilk maçına çıkılıyor ve daha önceki hiç bir maçta iyi  görüntü sergilemeyen bir takım ve sürekli değişen ilk 11'ler.Vaslui ve Galatasaray maçlarına göre ciddi farklılıkları olan bir takım sürdü Aykut Kocaman sahaya.Öncelikle Baroni'yi oynatmaması benim ve bir çok taraftar adına büyük bir sürprizdi.Caner'i sol bek olarak düşünmesi, Yobo'yu ilk 11 de planlamaması , Sow'u oynatması ilginç bir 11 ortaya çıkardı.

Maç öncesi şu kadroya bakan herkes topu ileri kim götürecek diye düşünmüştür heralde. Gol atmak için 4 futbolcu golü engellemek için 7 futbolcunun var olduğu bir 11'de iki yönlü bir tane bile futbolcunun olmaması üzüntü verici cidden. Maça klasik Fenerbahçe gibi başladık.Topu ayağında tutan ama top ayağında olunca ne yapacağını bilmeyen bir takım.Bekir Egemen Mert pas trafiğini bolca izledik.Beklendiği gibi topu ileri götüremedik.İlerideki 4'lü ile Selçuk ve Mehmet arasında epey bir mesafe kaldı maçın büyük bir kısmında.

Günümüzde defans ile hücumü bağlayan 2 mevki var.1) Oyunun iki yönünü de oynayabilen orta sahalar 2)Bekler....İki yönlü bir orta sahamız yok ise beklerin daha fazla sorumluluk alması daha fazla topu istemesi lazım iken Caner ve Orhan maçın içinde çok silik kaldılar.Orhan'ın futbol anlayışında hücum diye bir şey hiç yok.Verdiği tüm paslar da ya Bekir'e ya da Mert'e. Oyunu biraz ileriye yıkmak isteyen bir takım bu tarz oyunculara hiç şans vermez. Caner ise aşırı dengesiz bir futbolcu.Bir bakmışız harika işler yapıyor bir bakmışız penaltı yaptırmış kırmızı kart görmüş...Topu ileri taşıyacak bir orta saha yok iken bekler oyun içinde sorumluluk almaktan kaçarken bu takımın pozisyon bulması topu rakip kaleye yığması bir hayli zordu zaten. İlk yarı Kuyt'ın kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyon dışında hiç bir şey yoktu sahada.Yine bir 45 dakika daha boşa gitti yanlış tercihler yanlış futbol ile...

Dakika 75
İkinci yarının başında ilk yarıdaki futbolun devamını izledik.Geride oyun kurmak için çabalayan bir Fenerbahçe sakin sakin bekleyen bir Elazığspor vardı yine.50. dakikada orta sahada kaptırılan bir top Fenerbahçe kalesine gol olarak döndü.Daha sonra Mehmet Topuz ve Baroni'yi oyuna sürdü Aykut Kocaman.Yenik durumda olmanın psikolojisi, Elazığspor'un daha da kapanması topu biraz daha rakip sahaya yığmaya yardım etti. Alex'in daha fazla topla buluşması Kuyt'ın mücadelesi Stoch'un sorumluluk alması golün geleceğini belli ediyordu.

Gelelim gole ; yıllardır Anadolu kulüplerinin zaman geçirmek için  hiç birşeyinin olmadığı halde yerde dakikalarca yattığı rakibinin emeğini çalmaya çalışan insanların şimdi gelip fair play den bahsetmeleri çok ama çok saçma. Adamlar yerde durmadan yatacak, futbol oynatmamak için elinden geleni yapacak, rakibinden futbolla değil pisliklerle puan alacak bunlar için üstüne üstlük bide rakibinden fair play bekleyecek. Böyle enayilik olmaz heralde....64.dakika Mehmet'in ortasında yüzüne çarpan top ile yerden kalkmadı veya kalkamadı Bülent.Atak halindeyken rakip sahaya iyice yerleşmişken bizimkilerin topu dışarı atmamaları için dua ettim. Yıllardır aynı senaryo. Dün belki cidden sakatlandı ama yıllardır yatarak puan kazanmaya çalışanlara bir kapaktı o gol. Ben o golden asla utanmadım utanmam ama yıllardır kendini yere bırakanlar futbol oynanmasın diye her türlü işe karışanlar bugün centilmenlikten falan bahsetmesin lütfen.

Golden sonra 10 kişi kalan Elazığspor pek bir varlık gösteremedi zaten.Krasic'in de oyuna dahil olması ile forvet hattındaki pas trafiği oldukça güzeldi.Pozisyonlar bulduk gole yaklaştık ama olmadı.Son 15 dakika fena oynamadık.Ama rakip 10 kişi ve lige yeni çıkmış bir takım olduğu da asla unutulmamalı.Kazanmamız gereken bir maçta 2 puan bıraktık.

Maçta altı çizilmesi gereken yerler ;

-Kuyt müthiş bir transfer
-Krasic bu takımın sağ açığı
-Alex formsuz
-Yobo aranıyor
-Çift yönlü orta saha şart !!!
-Kondisyon eksikliği var hala
-Gökhan iyileş artık lütfen ....

Son olarak Ramazan Bayramımız Mübarek Olsun. Herkese İyi bayramlar. Yazılarıma 1 hafta ara vereceğim mecburen ;)

2012-2013 Sezonu Öncesi


* Olanlarda Eksik Bilgiler Var
   Bilgiler transfermarkt.com'dan alındı. 

Fenerbahçe 1-1 Vaslui

Aynı tas aynı hamam....

Maç için değerlendirme yapacaktım vazgeçtim.Ağır bir eleştiri yapacağım.

Aykut Kocaman ile 3. yılımıza giriyoruz ve yaptığı bir ton hatanın herhangi birinden ders aldığını şu ana kadar görmedim. Boşuna umut bağlıyoruz bir Alex Ferguson olabilir diye....

Bir Şampiyonlar Ligi ön elemesi, rakip Avrupa'da adı sanı duyulmamış, Romanya'da daha 10 yıllık bir takım küçücük bir takım !!!! ama Kadıköy'de bize deplasman yaşattılar. Kimin yüzünden Semih mi , Alex mi,Topal mı yoksa golde büyük hatası olan Egemen mi ?

Bence 2 sorumlu var ;
1) Zamanında Transfer Yapamayan Yönetim
2) Aykut Kocaman

Aykut Kocaman iyi bir Fenerbahçe'li iyi bir insan büyük efsane ama berbat bir antrenör;
- Daum ile didişti
- Santos ile didişti
- Alex ile didişti
- Stoch'a taktı bir ara
- Emre'yi -takımın kalbini- gönderdi çat diye
- Bienvenu ve Sezer'i sildi gibi
- 10 milyon Euro verilip Sow alınır Sow yerine futbolu bitmiş Semih'i oynatır
- Sow, Dia , Topuz, Gökhan Gönül, Serdar, SEMİH hatta Niang'ın son hali hepsi geriye gitti oyunlarında
- Son hafta Kadıköy'de en büyük rakibimize onun egoları yüzünden kupa kaldırttı
- 2-0 öne geçtiğin maçta geriye git, kapan, skoru koru ile maçı verdi
- Kadıköy'de Galatasaray galibiyetini özletti bize
- Takım oyunu takım oyunu diye tutturdu takım oyunundan ziyade yeteneksiz oyuncular topluluğu kurdu
- Belirli bir sistemi hiç olmadı bazen saçma sapan taktikler denedi ama fos çıktı, oyuncular sahaya çıkar kafalarına göre oynar doğaçlama bir futbol izlettir bize
- Kenarda ruh gibi bir hoca vardı bizle beraber olduğu süre boyunca golde sevinmez yanlış kararda isyan etmez, bağırmaz çağırmaz neyse bu karakter meselesi olabilir diyelim
- Takımda fizik kondisyon berbat durumda Anadolu Kulüpleri bile bizden daha diri
- Takımın motivasyonu Trabzon maçları dışında hiç yüksek olmadı
- Genç yeteneklere fırsat veriyor dendi, Hani nerede herhangi bir genç oyuncu mu çıkardı, ( Gökay bitti,Okan bitti, Berk bitti , Özgür Çek alındı hiç oynamadı ....) Salih ve Recep'in sonu da böyle olacak
- 5'e 2 top kapma dışında antrenman mı var onun kitabında ?
- Herhangi bir duran top organizasyonu ?
- Üvey evladı Baroni sahada ruh gibi gezer 90 dakika hiçbir şey yapmaz, topa basmaz top istemez 90. dakika 1 gol atar uzaktan -ki onu atmak için kaç tane atağı mahvetmiştir öncesinde- adam ile sözleşme uzatılır !!!
- Ve bu Baroni banko oyuncudur takımda, Dünya yıldızıdır, kafasına silah dayasan oyundan çıkarmaz, Ama formayı hak eden kazanmıştır !
- Benim 2 sezondur rahat rahat oturup izlediğim bir maç olmadı, hep diken üstündeydi bu takım, Oyuncular kendi yetenekleri ile bir şeyler yaparsa maçı kazanırdık yapamazsa tamam o maç puan kaybı....
- Üst üste 4 deplasman !!! kaybettik bu hoca ile konsantrasyon bozukluğu saha dışı nedenler fazlaydı diyelim es geçelim
- Young Boys, Paok, ve belki de Vaslui
- 17 de 16'yı Aziz Yıldırım ve Alex yaptı benim gözümde
-........

Daha çok yazılır çizilir ama benim gözümde hiç bir geleceği olmayan bir hocadır Aykut Kocaman. Bu adamın eline Sneijder'i de Lassana'yı da verseniz 2 gün sonra onlarla kavga eder Baroni'yi koyar orta sahaya ! Sonuç mu herşeyini Fenerbahçe'ye adayan milyonlarca kalp ve o kalplerin hak etmediği üzüntüler...
                                                                          YETER AYKUT KOCAMAN YETER !!!

Ya 2 ayağı da olsaydı




Adı Gabriel 11 yaşında Brezilyalı bir çocuk. Hayat ona adil olmayan bir şekilde başladı diyebiliriz 2 ayağını ondan esirgeyerek. Futbolu çok sevdi 2 ayağı olmamasına rağmen.Kendi okulunda futbol oynamaya çalışırken Barcelona scout ekibinin dikkatini çekti.Ve tüm hayali Barcelona ile antrenmana çıkmak olan bu çocuğun hayaline katalanlar yetişti.GabrielBarcelona'nın 1 haftalık yaz kampına davet edildi.

Video'da izlediğiniz gibi futbol oynamaktan keyif alan bir çocuk hele hele gözlerindeki o mutluluk yok mu yaşadığı tüm sıkıntıları ona unutturan. Ki yaşıtlarına göre aşırı yetenekli ve top hakimiyeti çok iyi olan biri. Keşke onun daha da imkanı olabilse ve onu daha da izleyebilseydik.

17 Numara !!!


Kulüplerle özdeşleşmiş efsane isimler yok mu ve o isimlerin bir gün o formayı bırakması....

Tim Cahill, Everton'dan ayrıldı ve New York Red Bulls'a transfer oldu.İkili ezeli rakip iki efsaneyi kaybetti bu sezon ( Liverpool-Kuyt ; Everton-Cahill ) Futbolu bu duygusal anlar için daha bir seviyorum. O efsanelerle geride kalan, belki mutluluktan havalara uçtuğun belki de üzüntüden ağladığın o anlar yok mu. Futbol bu duyguları hissettiğin anda daha bir güzel. Böyle efsaneler kulüplerinden ayrılırken kafamda hep Alex'in de çubukluyu veda edeceği an canlanır. Üzülmemek mümkün mü ?

Birileri gider birileri gelir belki ama bir neslin kalp atışlarını hızlandıran isimler asla UNUTULMAZ !


Olimpiyat ve Futbol


Olimpiyatlarda futbol pek konuşulmaz ama futbol heryerde futboldur benim için. Bu güzel oyunda bu sefer olimpiyat madalyası için yarışacak 16 ülke takımları arasında biraz araştırma yaptım. Kimine göre gereksiz bilgiler belkide....


Olimpiyatlardaki ;
- En Uzun Futbolcu : Lee Bumyoung-Kore 1.99 m
- En Kısa Futbolcu : Henri Ndong-Gabon 1.56 m

- En Hafif Futbolcu : Manabu Saito-Japonya 54 kg
- En Ağır Futbolcu : Jack Butland-Britanya 99 kg

- En Yaşlı Futbolcu : Ryan Giggs-Britanya 38 y
- En Genç Futbolcu : Muller Dinda-Gabon 16 y

- En Uzun Takım : Senegal-1.84 m
- En Kısa Takım : Gabon-1.73 m

- En Hafif Takım : Birleşik Arap Emirlikleri - 69,7 kg
- En Ağır Takım : Brezilya - 79.4 kg

- En Yaşlı Takım : Britanya - 23,5 y
- En Genç Takım : Gabon - 20,5 y

Olimpiyat Kadroları "Futbol"

A GRUBU






B GRUBU





C GRUBU





D GRUBU





Fenerbahçe 0-0 Dinamo Tiflis

Bir hazırlık maçı daha geride kaldı. Skor önemli mi hayır tabii ki. Ama skorun dışında takım, Vaslui maçına hazır sinyallerini verdi mi ona da hayır derim.

Egemen ilk maçına çıkmasına rağmen parlak bir görüntü verdi. İlerleyen zamanlarda Bekir-Egemen tandemini çok defa izleyebiliriz. Çok sağlam bir ikili oluşturacaklar gibi.

Hasan Ali maçın en iyilerindendi. Hazırlık maçlarının istikrarlı en iyi iki isminden biri. Diğeri de Kaptan zaten. Hasan Ali'nin bindirmeleri, hücum özgürlüğü, önümüzdeki sezonda Kadıköy'deki maçlarda çok katkı verir.Hele hele kapanan takımlara karşı hücum varyasyonlarını artıracaktır. Bir de Ziegler'den daha sakin oynuyor bence ne yalan söyleyeyim kafamda soru işareti yaratan tek transferdi. Ama şu maçlarda yaptıkları mücadelesi bile sene içerisinde nasıl bir Hasan Ali'yi izleyeceğimizi gösterdi. Cidden çok iyi transfer yaptık.

Stoch bildiğimiz Stoch kendini futbola vermesi biraz zaman alıyor tatil sonrası. Türkiye'deki en iyi kanat oyuncusunun bu maçlardaki performansı baya bir aldatıcı. O kendini toparlar yakında. Önemli olan ön elemelere hazır olması....

Recep Niyaz, Türkiye'de şu ana kadar büyük yetenek diye lanse edilen bütün genç oyunculara göre çok daha olgun bir futbolu var. Recep futbolu biliyor bir kere o bile çok çok büyük fark. Bu yaşta böyle top istemesi top alması ver kaçlar, şutlar ... bu adam pişmiş usta ver formayı oynasın bundan sonrası fizik....

Takım için de bir şeyler söylemek gerekirse. Aslında fena oynamadık bu maçta.Ama 3. hazırlık maçı ve sadece 2 gol atabildik. Hücum yollarında biraz sıkıntı var sanki. Kuyt forvet için çok iyi isim bence. Alex-Kuyt-Baroni pas organizasyonları iyiydi bu maç. Hasan Ali'nin bindirmeleri son vuruşlar hariç çok iyiydi. Diğer maçlara göre daha baskın, daha istekliydik. Mehmet Topal bu maç o kadar da defansa gömülü oynamadı. Topu rakip sahaya yığmak için güzel bir hamleydi. Zaman zaman yaptığı şok pres ve kornerlerdeki kafa hakimiyeti dikkat çekiciydi.

Bunların dışında şunu da söylemek lazım takım rakip sahaya fazla yığılınca geride çok pozisyon verdik.Vaslui maçında da böyle olursa sıkıntı var demektir. Orası ciddi bir arena inşallah verilen pozisyonlar konsantrasyon bozukluğudur diyelim. Yoksa kontra-atak oynayan takımlara karşı büyük bir zafiyet ortaya çıkar.

Bu takım orta saha diye bas bas bağırıyor ayrıca. Hücumdaki kısırlık, geride verilen pozisyonlar, topu oyuna sokamamak....çift yönlü bir orta saha şart !!!

Ne Baraj Ama !

      Carlo Ancelotti, Frank Rijkaard, Marco Van Basten, Ruud Gullit
(Milan 1989/1990)
kaynak(esfericobalon)

Fenerbahçe 1 - 1 Newcastle United

Avusturya'daki kampta bu seferki rakip Premier Ligin köklü takımlarından Newcastle United'dı. Sezon öncesi kampının da en ciddi rakibiydi Newcastle. Daha diri daha derli toplu ve kişisel becerileri yüksek bir takım.Hep böyle takımlarla maç yapsak daha iyi olur ya neyse maça geçelim.

Maça ilk 5-10 dakika biraz tutuk başladık. Sanki futbolcular biraz tedirgin gibiydi. Takım 10. dakikadan sonra biraz toparladı üst üste paslar, biraz da gol atmayı düşünen bir takım izledik.Bundaki en önemli çaba da Alex'deydi. Adam topu alıp oyunu rakip sahaya yığmak için defansa kadar geldi çoğu zaman. Zaten Baroni ve Alex'in pozisyonları da bu kısır maçtaki en net pozisyonlardı o ara. Hakimiyeti sağlamamızla beraber maçta genel olarak üstün oynadık. Taa ki Alex ve Kuyt çıkana kadar. O dakikaya kadar daha çok bindirme yapan, daha çok pas yapmak isteyen ! daha çok topa hakim olan takım bizdik. Ama Alex yerine Selçuk , Kuyt yerine de Semih girince takım birden saçma sapan bi hal aldı. Ne yapacağını, kime pas vereceğini bilmeyen oyuncular topluluğu vardı sahada. Ki golü de o ara yedik zaten. Semih futbolu kafasında bırakmış artık ondan bir katkı beklemiyorum sene içerisinde de. Selçuk,Baroni,Topal üçlüsünü izletti bize Aykut Hoca. Niye böyle bir üçlüyü izledik onu da anlamış değilim. Altı üstü bir hazırlık maçı olmasına rağmen sanki beraberliğin bize yettiği bir maçta skoru korumaya çalışan bir hoca gördüm kenarda...

Bienvenu'yü yine ilk 11'de düşünmedi Aykut Hoca. Son 7-8 dakika kala anca aldı maça. Aykut Hoca da Bienvenu'yü silmiş gibi gözüküyor. Umarım onu satmak gibi bir hataya düşmeyiz. Hele ki Semih gibi futbolu kafasında  bitirmiş bir adamın yedek forvet olduğu yerde. Eğer ki Bienvenu'yü satarsak; daha acil ihtiyaç olan orta saha ve stoper transferini yapmayanlar devre arasına kadar santrafor almazlar bence ,. Geçen sene Bienvenu,Semih ile başladık bu sene de Sow,Semih ile başlarız.Sonra Sow'a yüklenir medya ardından onu sileriz devre arası basıp parayı bir forvet alırız. Uyum süreci falan derken arada kaybolan puanların hesabını verecek kimse çıkmaz. Tecrübeler bunu gösteriyor açıkcası. Hatalardan ders almayı bilen bir hocamız yok...

Maç için;
+ Alex yine müthişti
+ Kuyt'ın pas trafiği ilerde çok işimize yarayacak ve forvet olarak ciddi alternatif
+ Hasan Ali, Ziegler'i aratmaz gibi duruyor böyle oynamaya devam ederse

- Aykut Hoca'nın hala Semih'den birşeyler beklemesi, Sezer'i unutması, Bienvenu'yü silmesi.......
- Takımı ileri taşıyacak oyuncu sayısı çok az (Stoch, Alex)
- Takım çok durağan.Herkes pas verip olduğu yede duruyor.Kimse boşa kaçayım, topu alayım, sorumluluk alayım demiyor.
- Kanatlar oldukça pasif

Bu Adam Bambaşkaydı...


19.07 Dünya Fenerbahçe'liler Günümüz Kutlu Olsun


Kocaman bir aileyiz biz. Lefter'den Alex'e, Cihat Arman'dan Volkan'a, Can Bartu'dan Mirsad'a , Rıdvan'dan Emre'ye, Aykut Kocaman'dan Semih'e, Mehmetçik Basri'den Luciano'ya, Ogün Altıparmak'dan Caner'e, Ayetullah Bey'den Aziz Başkan'a , Doktor Ahmet'ten İşçi Mehmet'e, Türk Mustafa'dan Alman Mesut'a, Müslüman Kemal'den Hristiyan Henry'ye, ATATÜRK'den Türkiye'nin 1/4'ine...ÇOK BÜYÜK BİR AİLEYİZ ÇOOOK. Ve Bu aile asla ve asla YIKILMAYACAK !

19.07 Dünya Fenerbahçe'liler Günümüz Kutlu Olsun Hep Birlikte Sonsuza Kadar Sarı Lacivert....

Fenerbahçe 1- 1 MTK Budapeşte


Özlemişim Fenerbahçe'mi, Alex'i , kenardaki Kocaman Adamı...2012-2013 sezonunun açılışını yaptık bakalım.Umarım başarılarla dolu, kafalar rahat müthiş bir yıl geçiriz.

Bir hazırlık maçında skor kimsenin umrunda değildir heralde. Takımın fizik durumu ve birbirleri ile uyumu değerlendirilmeli diye düşünüyorum. Bir de ne yapacaklar, sene içerisinde bize nasıl katkı verir, diye yeni transferleri daha bir dikkatli izledik. Altı üstü bir hazırlık maçı bank asya seviyesinde bir takımla. Bu maç kişiler eleştirilmemeli diye düşünüyorum. Asıl Newcastle maçında göreceğiz oyuncuları.Yüksek tempoda nasıl bir uyum içerisinde olacaklar çok merak ediyorum.

Bu maç için ;

+ Alex hala müthiş bu adamı izlemek büyük şans ve keyif. ,
+ Salih ve Recep bizim geleceğimiz olabilir.Zaten çok yetenekliler inşallah daha da çok çalışırlar ,
+ Hasan Ali de iyiydi ,

- Takımın transfere ihtiyacı var çok bariz bu, bir ortasaha ve stoper alınmalı kesinlikle inşallah ön elemeye hazır olur ,
- Semih hala geçen seneki bitmiş Semih gibiydi , kimeyi eleştirmek istemiyordum ama Semih mental olarak da bitmiş gibi ,
- Takımın pas organizasyonu kötüydü bunun sonucu pozisyon azlığı ,
- Antrenmanların en iyi isimlerinden ikisi Bienvenu ve Sezer'in maçta oynamaması gözden mi çıkarıldı acaba bu isimler diye düşündürmedi değil.İnşallah kaybetmeyiz bu futbolcuları benim seneye en çok patlama beklediğim 2 adam ...

Kim Yeon Koung ile 2 Yıl Daha

Yalan yok voleybolu Fenerbahçe üzerinden takip eden biriyim.Avrupa,Lig,Dünya Şampiyonası falan derken baya voleybol  maçı izledik "Sarı Melekler" sayesinde.İzlediğim en iyi oyuncudur KİM. Bence Dünyanın en iyi oyuncusu, herşeyiyle mükemmel bu büyük kalpli melek ile 2 yıl daha birlikteyiz.Transfer döneminin en sevindiğim haberi şu ana kadar.Sadece 1 yıl kaldı bu takımda ama Fenerbahçe'yi istiyorum diye mücadele eden daha çok parayı reddecek kadar bu camiayı tanıyan, vefakar bir Sarı Melek'ti o.

Bir de adam sandıklarımız vardı nevriye,naz,engin gibi....Ya da onları ADAM eden SPORCU eden FENERBAHÇE'm vardı.O karaktersizler hakkında birşey yazmaya gerek yok pek fazla. Fenerbahçe tarihinin yüz karalarıdır benim için ...Onları şuanki konumlarına getiren, gerek sakatlıklarında gerek formsuzluklarında hep arkasında duran bu büyük taraftarı paraya değiştiler.Kalan gerçek Fenerbahçe'liler bize yeter siz paranın köpeği olmaya devam edin....

Alex De Souza

Bu adam da ayrılacak bir gün  ve o gün çok uzakta da değil sanki, Emre Belözoğlu ismini kolayca silenler Alex'in futbolu burada bırakmasına büyük olasılıkla izin vermeyecekler...

odamdaki kocaman posteri ile
     her sabah uyandığımda ilk gördüğüm kişi ,
           kişiliğiyle futbolculuğuyla örnek adam,
                  bizden sonraki nesillere anlatacağımız,
                        büyük Fenerbahçe'li,
                             yaşayan efsane
                                         ...
                            ALEX DE SOUZA
                                                                                                         

Sneijder-Squirtle


RVP de Ayrılacakmış Takımdan :)


Christian Vieri

 1997-1998 Uefa Kupası 2.turda Atletico Madrid-Paok (5-2) maçı büyük golcü Vieri sahnede o maç 3 tane bırakır Paok ağlarına,sıfırdan attığı bu harika gol kendisinin 3. takımının 4.golüdür  ...

Kagawa Evleniyormuş







Hayırlı olsun diyelim, ilginç olanı Manu'ya transfer olmuş dünyaca ünlü bir futbolcunun bir porno yıldızı "Ameri Ichinose" ile evlenmesi ....

Daha Var mı !

Selçuk İnan, Ceyhun Gülselam, Engin Baytar, Umut Bulut ve son olarak Burak Yılmaz....

Neyin diyeti bu transferler??? 10 yılda 1 şampiyonluk yarışında bulunan Trabzonspor'a verilen maç için mi ? Aziz Başkan ve diğer büyük Fenerbahçe'lileri 1 yıl metriste tutup, üzerlerine leke sürülen tiyatronun devamı mı yoksa? 

Süper finalde Trabzonspor-Galatasaray maçı.Trabzonsporun puan alma ihtimalinin en yüksek olduğu maç...Ligin gol kralı, Trabzon'un herşeyi Burak sakat !!! , Galatasaray maçında yok ama 2-3 gün önce İstanbul'da Selçuk ile yemekteler..Taa o zamandan diyordum Burak Galatasaray'da diye , Aynı Burak Fenerbahçe maçında sahada ve canını dişine takarak oynuyor tabii ki oynasın ona laf yok. Sezon biter Burak Galatasaray'a transfer olur.Tiyatro oyuncuları için büyük bir transfer başarısıdır...

2010-2011 sezonu Fenerbahçe-Karabük maçı Emenike doktor raporu elinde, sakat ve oynayamıyor o maç.Ardından Antalyaspor ve Trabzonspor maçında da sakat olan Emenike sahada yok ! Ki Trabzonspor ile puan puanayız ve şampiyonluk yarışındayız.Sezon biter geleceği parlak, müthiş yetenek Emenike Fenerbahçe'ye transfer olur.Aziz Yıldırım ve Yöneticiler transfer şikesi ile suçlanır ...Şike yapılmak istense Trabzon maçında Emenike sahaya çıkar ve canını dişine takardı heralde ya da Fenerbahçe maçı öncesi sarı kart sınırında olan Emenike bir sarı kart daha yer otururdu tribünde...Hangisi şike Burak mı Emenike mi ? Tiyatroya devam

Galatasaray-Manisaspor maçı öncesi Yiğit Gökoğlan ve Yiğit İncedemir'e resmi teklif sunulur.Maçta ilk 11'de başlar ikisi de Galatasaray'a karşı.Yiğit Gökoğlan sahada yokları oynar, Manisa'nın kilit ismi herşeyi gibi olan adam sahada amatör futbolcu modundadır teknik direktör Kemal Özdeş 70 dakika anca dayanabilir.Yiğit İncedemir ise kırmızı kart görüp takımını 10 kişi bırakır.Görev tamamlanmıştır.Yiğit Gökoğlan Galatasaray'a transfer olur devre arasında.Yiğit İncedemir ise ligin ikinci yarısındaki Galatasaray maçında daha ilk yarı bitmeden yine kırmızı kart görür.Ne gariptir ki her seferinde Galatasaray'da oynamak istiyorum diye açıklama yapan adam! koca sezon sadece 2 kırmızı kart görür ve 2 kart da Galatasaray maçına denk gelir tesadüf ! olsa gerek...


Galatasaray-Antalyaspor maçı öncesi Necati Ateş'e resmi teklif sunulur.Necati'nin kafası birazcık ! karışır İstanbul'a götürülmez.Antalyaspor'un herşeyi en golcü adamı Galatasaray deplasmanında yoktur.Ardından Necati Galatasaray'a transfer olur.Necati transferi öncesi Antalyasporlular, küme düşmeyi akıllarında bile geçirmiyorken son maçta ligde kalırlar...




Galatasaray-Kayserispor maçı öncesi Amrabat ile ilgilenildiği açıklanır.Amrabat her seferinde medyada Galatasaray'a transfer olmak istiyorum diye açıklama yapar.Oyuncu resmen ayartılır kulüp ile görüşülmeden (Zaten Galatasaray'ın en iyi yaptığı iş de bu değil mi).Maç öncesi A2 takıma gönderilir Amrabat.Kayserispor'un en değerli oyuncusu, müthiş yeteneği! Galatasaray maçında sahada yoktur.Sezon biter Amrabat da Galatasaray'da...

Galatasaray-Orduspor maçı öncesi sezon başı Galatasaray'dan kiralanan Culio ve Stancu Orduspor'un en kilit isimleri olmuştur. Maç öncesi Fatih Terim Culio ile görüşür, Culio Galatasaray'a dönmek istiyorum, Galatasaray'a karşı oynamak istemiyorum diye açıklama yapar, Orduspor'un, Galatasaray eski kongre üyesi başkanı, her kulvarda Galatasaray yalakası, reklam peşinde koşan başkanı Nedim Türkmen dünden razıdır Culio'yu takımdan göndermeye hem de maç öncesi !!! Bu olay için disiplin kurulu formaliteden inceleme başlatır ardından olayın üstüne kapatılır! Stancu'ya da o hafta bişeyler olur adam sakatlanır.Sonuç ikisi de maç kadrosunda yok şaşırdık mı hayır...Ha bir de maç başlar Orduspor'un en önemli 3. ismi Gosso sakatlık falan yokken ilk yarıda maçtan çıkartılır o da taktik gereğidir diyelim....


Türk Futbolu büyük bir oyunun içindeydi 3 Temmuz'dan beri.Aslında bu oyunun temelleri daha da geriye dayanıyor ya.Resmi tarih diyelim 3 Temmuz için. Hızla büyüyen,güçlenen Fenerbahçe durdurulup Galatasaray yükseltilmeliydi. Trabzon'daki oy potansiyelini kaybetmemek için de orayı yemlemek lazımdı.3 Temmuz'dan beri yeme takılanlar o kadar çok ki, Sadri Şener kulübün anahtarını Galatasaray'a bıraksa gıkları çıkmayacak.

Bu yazımı komplo teorisi falan diye algılamayın, sahada gördüklerimiz yaşanan olaylar bunlar. Bu tarz olaylar daha çok var bizim futbolumuzda.2 sezon önce Bucaspor-Trabzonspor maçındaki Sercan olayı da direk bu konuya girerdi mesela.
Neyse anlatmak istediğim; Türk Futbolunun sözde tertemiz, sözde adalet bekçisi takımlarının; aklı olanın farkında olduğu bu saçma sapan tiyatroda başrol sahibi olduklarıdır...