Fenerbahçe 2-1 MİY | Son Nefeste 3 Puan

Bir süredir yazamadım blogda. Dersler ve ardından sınav olunca yazı yazacak vakit bulmak zor oldu. Milli maçlar, Meireles transferi, Aykut Kocaman'ın Lig Tv'deki röportajı , Aziz Yıldırım'ın NtvSpor'daki programı, Alex'in heykeli falan derken gündem baya birikti. Bu konularda da değinmek istediğim çok nokta var ama önce maçı değerlendirmek istiyorum.

ilk 11
Sivasspor maçı sonrası kaybedilen 2 puan kötü futbol ve Galatasaray'ın fazla zorlanmadan aldığı 3 puanlar bu maç için baskıyı artıran temel etkenlerdi. Transferin son günü, bence büyük ve çok gerekli bir noktaya yapılan transfer Meireles maça ilk 11'de başladı. Sow, Krasic ve Egemen'in eksikliklerinde Kadıköy'deki bir maç için bence en doğru kadro ile başladı Aykut Kocaman. Nasıl ki olumsuzlukları sürekli yazıyorsak güzel şeyleri de övmek lazım. Doğru kadro, doğru diziliş...

Maça çok istekli, futbolu özlemiş gibi başladı takım. Meireles'in maçın başlarında defanstan topu alıp ileriye oynaması -ki en büyük sorunumuz buydu bu sezon- Mehmet Topal'ın rakip takımdan dönen topların hemen hemen hepsini süpürmesi , Hasan Ali'nin yararlı hücüm bindirmeleri maçın başından devre arasına kadar olan sürede güzel futbolun kilit noktalarıydı. Üst üste gelen duran topların bu maçın kaderini değiştireceğini düşünürken  duran toptan gol yedik. Maçın başında ilk Mersin İdman Yurdu atağında Gökhan'ın bir anlık hatası ve pozisyon gereği yaptığı faul ve sonrasında gelen gol. Meireles için de şanssız bir andı. Gol sonrasında ise baskın ve istekli futbolumuz devam etti.İlk yarının sonunda da geçen sezonki Beşiktaş maçlarında izlediğimiz korner taktiği ile golü bulduk. Gökhan'ın ön direğe koşusu ve topu kafası ile 6 pasa göndermesi... Mehmet Topal'a da ayrı bir parantez açmak lazım. Son zamanlarda çok formda ve uzun zamandır Fenerbahçe'de böyle bir ön libero izlemedim. Daha erken belki ama bence yılın en büyük transferlerinden biri. Bu maç için beni en çok umutlandıran olay ölü bir takımın, mücadelenin son zamanlarda hiç olmadığı bir takımın , kazanmayı bu denli istemesi mücadele etmesi sonuna kadar savaşması....

İkinci yarı Topal'ın sakatlığı ile Baroni girdi oyuna. Orta sahadaki etkinliğimiz ciddi şekilde etkilendi. Nurullah Sağlam Nduka gibi hızlı bir adamı da oyuna sürünce ilk yarıdaki baskın, rakip takımı boğan Fenerbahçe yerine biraz daha geride oynamaya başlayan, topu oyuna daha geriden sokan, organize olmakta güçlük çeken bir Fenerbahçe vardı. Bunun üstüne bir de fizik olarak düşüş Kuyt'ın sakatlığı da eklenince oyundan epey bir düştük. Net bir çift vuruş ! ve sonrasında Baroni'den gelen füze son saniyede bizleri havaya uçurdu.

Takım toplam 103 km koşmuş. Aykut Kocaman'ın hedeflerinden biraz uzak bir rakam. Ama rakip sahaya yığılan bir oyunda bu rakamların pek de anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Meireles Premier Lig'den geldiğini belli etti daha ilk maçtan.11 km ile sahanın en çok koşan adamıydı. Umarım çok daha iyi performanslar seyrederiz Meireles'den.

İlk yarıdaki futbolda biraz daha organize olup ve bu futbolu 90 dakikaya yayarsak- yaymaya çalışırsak bu takımın önünde kimse duramaz. Son yılların en eksiksiz Fenerbahçe'si ve inşallah daha nice mutluluklar yaşarız bu takımla.

Bir konuya daha değinmek istiyorum sahanın zemini aşırı kötü. Ne yapıp edip paraya kıyıp o zemini halletsinler. Top dümdüz gidemiyor her top mu seker usta. Koca Fenerbahçe'ye yakışmayan bir zemin. Futbol oynamaya büyük engel hele hele hızlı oyun ve seri pas yapmak isteyen takım için-Aykut Kocaman'ın istediği planladığı takım için.

Maç Dışında ;


 Herşey için teşekkürler Mirsad. Sen çok başkaydın be. Yüzünde akan kanlar ile, topladığın reboundlar ile, attığın 3'lükler ile, takımdaki liderliğin ile, ASLA PES ETMEMEN ile kalplerimize yerleştin bir kere.

Bırakmayaydın İyiydi be Mirsad özleyeceğiz seni parkelerde....







Zaten çoktan haketmiştin o heykeli. Bi de açılış konuşması yaptın ki, gözlerim doldu. Futbolu ile , dürüstlüğü ile , efendiliği ile , liderliği ile BÜYÜK EFSANESİN Alex ,

BÜYÜK KAPTAN BİZİ BIRAKMAAA BIRAKMAAA BIRAKMAAAAA.....

Sivasspor 0-0 Fenerbahçe


Ligin 3.haftası da geri kaldı.Fenerbahçe, Sivasspor deplasmanından da berabere ayrılarak ligde ki puanını 5'e çıkarttı. Oynanan kötü futbol ve yapılan kötü hamleler gelecek adına bana pek ümit vermedi. Üzülüyorum ki aynı hatalar göz göre göre yapılıyor. Ve Üzülüyorum ki bu hataları tekrar etmeyeceklerinden emin olamıyorum !!!


ilk 11

Gaziantespor maçından farklı olarak Krasic yerine Alex ile başladı maça Aykut Kocaman. Diziliş olarak son yıllarda hiç bir maçta bu kadar sıkıntı yaşamamıştık. Maça 4-2-3-1 gibi başladık.Sonra bir süre  4-3-1-2 ile oynadık.Ardından klasik 4-4-1-1'e döndük bir süre.Maçı da 4-4-2 ile bitirdik. Maç içerisinde uzun zamandır bu kadar fazla rotasyon görmemiştim onu da bizlere gösterdi Aykut Kocaman.

Maça aslında iyi başladık diyebiliriz.İlk 15 dakika Hasan Ali'nin etkili bindirmeleri, Topuz'un oyunun her iki yönünde de etkili olması topu rakip sahaya yıkmamızı kolaylaştırdı. Zaten maç içerisindeki en etkili pozisyonlarımız bu 15 dakika içerisinde gelişti.Önce 3.dakikada Alex'in kafa vuruşu sonra da Mehmet Topuz'un pası ile Borjan ile karşılaşan Sow'un aşırtma vuruşu.

İyi oynadığımız süreçte farklılıklar neydi ?

Öncelikle beklerin etkili bindirmeleri ve sorumluluk almaları benim için kilit nokta. Hem Hasan Ali , hem Gökhan sürekli bindirme yaptılar top istediler orta açtılar...Rakibi boğmak için günümüz futbolunun en önemli mevkisidir bekler. Ve bugün de iyi oynadığımız kısa sürede hem Hasan hem Gökhan iyiydi. Mehmet Topuz'un ofansı da daha çok düşünmesi bizim için pozitif bir olaydı. Sow-Kuyt ikilisinin sürekli yer değiştirmesi, Kuyt'ın presi, rakip defansı zorladı. Böyle anlatıyorum ama bu iyi oynadığımız kısım sadece 15 dakika....

Peki oynanan futbol ne oldu da birden bire değişti ?

Sivasspor'da Erman'ın daha çok sorumluluk alması, hem Aatıf hem de Eneramo'nun topu sürekli istemesi ve mücadeleleri...Bizim, sahadaki dizilişimizin sürekli değişmesi...Kuyt'ın top kayıpları....Alex'in gününde olmaması....Gökhan'ın basit hataları....Selçuk'un kötü, Topal'ın vasat olması....Yerlerde sürünen kondisyon.....daha çok neden sayılabilir bu maçta.Kısacası ve bence en önemlisi maçı isteyen tarafın daha çok Sivasspor olması diyebilirim.

Kötü futboldaki nedenler neler ?

1) Aykut Kocaman'ın kadro tercihleri;
   Forma adaleti olmayan bir takımda , takım olma ruhu nasıl kazandırılır merak ediyorum. Selçuk hafta içi berbat bir maç oynamasına rağmen ilk 11'deydi. Stoch iyi sayılabilecek bir performansın ardından kesik yedi hocadan. Hasan Ali kaç maçtır kötü. O zaman sorarlar adama Sezer,Salih,Bienvenu,Özgür nerde diye. Nerde ADALETİN Aykut Hoca !!!

2) Aykut Kocaman'ın maç hazırlığı;
   5'e 2 top kapma çalışması meşhurdur Aykut Hoca'nın. İnşallah en önemli sorun olan FİZİK-KONDİSYON'a da gerekli önemi verir. Aykut Kocaman ile birlikte her oyuncunun performansı geriye gidiyor. Fizik olarak Anadolu'daki takımlardan bile geri durumdayız şu an. İkili mücadelelerde çabuk yıkılan, pres diye bir şeyin kalmadığı, pas trafiğinin oldukça durağan olduğu, çok çok yavaş oynayan bir Fenerbahçe var şuan. Umarım bir kondisyoner bu takıma kazandırılır ve daha diri bir Fenerbahçe izleriz.

3) Geç kalmış transfer
   Bir orta saha lazım diye bas bağırdık. Emre'nin gideceği önceden belli iken Emre'nin yerine oyuncu almamak mantıkla açıklanamaz.

4) Özgüvenini kaybetmiş futbolcular;
   Futbolcular Fenerbahçe'de değil de sıradan bir takımda oynuyor gibiler. Sorumluluk almak isteyen, adam eksiltmeye çalışan oyuncu yok gibi. Hepsi yan top, geri pas, 0 risk , aman topu ben almayayım modunda...

Transfer döneminin son günlerinde iken Aykut Kocaman'ın bahsettiği transferi ve onun yaratacağı etkiyi de çok merak ediyorum.Umarım takım hatalarından ders alır ve umarım mücadele eden bir hoca ve yönetim görürüz. Bu büyük taraftarın yüzünü güldüren, korkan değil rakiplerini korkutan bir Fenerbahçe izlemek dileğiyle.......