Devre Arası Transferleri Hakkında

Uzun bir süredir yazamadım bloga.Derslerin yoğunluğu, sürekli sınavlar ayrıca takım ve yönetimdeki heyecan eksikliği 4 aydır uzak tuttu beni. Devre arası transfer dönemini kapattıktan sonra da yapılan ve yapılmayan hamleleri kendi çapımda değerlendirmek istedim.

Takımın ne gibi eksiklikleri vardı ilk yarı?

- Öncelikle çoğu kişinin kabul ettiği gibi hücumda yaratıcı oyuncu eksikliği barizdi. Takımın yıllardır taktiği aynıydı. Bazı maçlarda ufak çaplı değişiklikler olsa da bu takım 4-4-1-1 oynadı yıllardır.Forvet arkasında Alex gibi skor yükünün çoğunu üstlenen bir isim vardı. Hem asistleri hem de golleriyle rahatlatıcı bir isimdi o. Takımın hücumdaki tek varyasyonu "ver Alex'e o ne yapacağını bilir" idi yıllardır. Alex de bekleri oyuna nasıl ve ne zaman sokacağını çok iyi bilir hücumda çok seçenekli bir takım haline gelirdik.

-Ligin ilk yarısı itibariyle takımda hücum anlamında hiçbir organizasyon yoktu.Ne kanatları adam akıllı kullandık, ne defans arkasına adam kaçırdık, ne başka bişey ... Takım mücadele anlamında da çok gerilerde kaldı. Koşmayan Alex'in yerini yürümeyen Baroni aldı. Baroni belki topu istediği yere atabilecek kalitede biri belki iyi bir pasör ama o pasları atma süresi, topu ayağından çıkarma süresi yok mu yapabilecekleri hiç bir işe yaramıyor işte o zaman. Kontra atakların hepsinde takımı daha da yavaşlattı takımı. Gerçi iyi bir kontra atak yıllardır göremedik Fenerbahçe'de o yüzden buradan yüklenmek yanlış olur. Ama Alex'in futbol zekasıyla yaptıklarını Baroni'nin yapmasına imkan yok bu bir gerçek. Alex sahayı pilot kameradan izler gibi görüyorken Baroni önündeki adamı bile görmüyor. Bu sene gitmediğim deplasman kalmadı bu adamı tribünlerden özellikle izlemek daha bir başka emin olun.

- 1. eksik bir 10 numara dedikten sonra 2. eksik bence stoperdi. Sene başında yaptığımız bir hata pahalıya mal oldu bize. Defansta 1 Türk oynatmayı planlıyorsak diğer yabancı oyuncu olarak Yobo'yu tercih etmek bence yanlıştı. Egemen ve Bekir iyi stoperler. Sert, ikili mücadeleden kaçmayan, hava toplarında da etkili birbirine benzer iki isim. Bekir büyük maçları kaldıramayan her an patlayabilecek bir bomba, Egemen desen sadece pozisyon içinde var olan bir adam topsuz kısımlarda ne kadar adam kaçırdığını verdiği boşlukları gördük. Ve bu stoperlerin arkasını toplayan defans anlayışı ve oyun konsantrasyonu yüksek bir stoper lazımken gün geçtikçe daha da formsuz ve sadece ben anlayışı olan Yobo ile hiçbir ikili uyum sağlanamadı ve kolay gol yiyen ve zor gol atan bir takım olduk.

-Bunların dışında kenarda ruhsuz bir teknik direktör ve onun tekrar tekrar yaptığı hatalar, defans dörtlüsünün aşırı formsuz olması ( özellikle stoperlerin ) , beklerin hücumda katkısının neredeyse sıfır olması , orta sahada Meireles'in bir türlü form tutmaması , her maç değişen kanat oyuncuları ve onların etkisizliği .....hepsi birleşince takım artık sadece Sow'un ayağına bakar oldu. O süpriz kendi kendine bişeyler üretirse puanı kurtarır bir hal aldık.

- Yedek forvet ve yedek sol bek de kadro genişliği açısından eksikliklerimizdendi.


Yapılan hamleler ?

Emre Belözoğlu ; Fenerbahçe taraftarlarının vazgeçilmezi, takımın ruhu, Alex sonrası kaptanı... Çok şey yazılır Emre için benim gördüğüm en yetenekli Türk oyuncudur kendisi. Kendine güveni azalmış, sahada ne yaptığını bilmeyen, loser bir takım haline gelmek üzere olan Fenerbahçe'nin sorumluluk alacak takıma güven verecek ruh transferidir o .Gönderilmesi büyük hataydı zaten ama şu an geri getirilmesi de çok doğru bir hamle.Sahadaki dizilişler nasıl olur Emre nerede oynar bilemem. Emre-Meireles ikilisinin önüne Baroni'yi yine koyabilir Aykut Hoca ya da Emre den 10 numara yaratmak isteyebilir. Bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz şimdiden değerlendirmek yanlış olur.

Pierre Webo ; Tecrübeli forvet, yıkıcı bir adam kolay pes etmez sahada. Kadroda yedek forvet yoktu. -Semih'in futbolu bıraktığını düşünerek- Bienvenu de gidince Sow'un arkasında kalabilecek ve takıma bişeyler katabilecek bir isimdi. Bence bonservis bedeli 3 milyon € dışında kafamda hiç soru işareti olmayan transfer.

Reto Ziegler ; En gereksiz hamleydi.Takıma sol bek alternatifi alınacaksa -ki Özgür'ün de gönderilmesi yine bir facia - Hasan Ali'nin stil olarak aynısı Ziegler'i almak çok saçmaydı. Ne hücum katkısı ne defansif anlayışı bence yeterli olmayan biri üstelik bir de yabancı. Dünyada Ziegler'den iyi olabilecek bir çok sol bek vardır eminim. Santos çok çok daha yararlı olurdu hem sol açık hem de sol bek alternatifi açısından. Ziegler'i beğenmiyorum umarım yanıltır beni .

Ve Yönetim ; Transferler kampa yetişecek dediler son günü anca bitirdiler. Belhanda için 1 ay peşinde koştular olmadı ama alternatifi de yokmuş. Emre'yi alarak biraz taraftarı dindirmek istediler -Emre hamlesinin onların gözünde başka hiç bir anlamı olduğuna inanmıyorum.-  asıl ihtiyaçları unutturdular. Yıllardır aynılar, taraftarın tepkisini günlük erteleyelim sonrasında hallederiz modundalar. Süreleri doldu artık zarar vermeye başladılar. Taraftarı karşısına değil yanına alarak bu takım toparlanır ama taraftarı yanlarına parayla değil mücadele ile alacaklarının farkında değiller. Ne yönetim ne teknik heyet taraftardaki mücadelenin onda birini vermiyorlar inanmıyorum artık.

Bu transfer döneminde tozları halının altına süpürdük şimdilik fena gözükmeyen ama asıl ihtiyaçları görmezden gelerek geçirdik. Ne diyelim Fenerbahçe için en hayırlısı ne ise o olsun...


Diyecek bir şey yok


Ne 3 Temmuz , Ne son hafta kaybedilen şampiyonluklar , Ne de her türlü yenilgi hiç biri bu kadar üzmemişti beni. Diyecek pek fazla bişeyim yok. Modern futbolunuzu da ... kurumsal yapınızı da....


Bizden sonrakilere anlatacağız seni kaptan, neler yaptığını , bizleri nasıl sevinçlere boğduğunu , seni nasıl harcadıklarını hepsini anlatacağız...Seni unutmak mümkün mü

HAKKINI HELAL ET BÜYÜK KAPTAN, ÇUBUKLUNUN SON 10 NUMARASI...

Fenerbahçe 2-1 MİY | Son Nefeste 3 Puan

Bir süredir yazamadım blogda. Dersler ve ardından sınav olunca yazı yazacak vakit bulmak zor oldu. Milli maçlar, Meireles transferi, Aykut Kocaman'ın Lig Tv'deki röportajı , Aziz Yıldırım'ın NtvSpor'daki programı, Alex'in heykeli falan derken gündem baya birikti. Bu konularda da değinmek istediğim çok nokta var ama önce maçı değerlendirmek istiyorum.

ilk 11
Sivasspor maçı sonrası kaybedilen 2 puan kötü futbol ve Galatasaray'ın fazla zorlanmadan aldığı 3 puanlar bu maç için baskıyı artıran temel etkenlerdi. Transferin son günü, bence büyük ve çok gerekli bir noktaya yapılan transfer Meireles maça ilk 11'de başladı. Sow, Krasic ve Egemen'in eksikliklerinde Kadıköy'deki bir maç için bence en doğru kadro ile başladı Aykut Kocaman. Nasıl ki olumsuzlukları sürekli yazıyorsak güzel şeyleri de övmek lazım. Doğru kadro, doğru diziliş...

Maça çok istekli, futbolu özlemiş gibi başladı takım. Meireles'in maçın başlarında defanstan topu alıp ileriye oynaması -ki en büyük sorunumuz buydu bu sezon- Mehmet Topal'ın rakip takımdan dönen topların hemen hemen hepsini süpürmesi , Hasan Ali'nin yararlı hücüm bindirmeleri maçın başından devre arasına kadar olan sürede güzel futbolun kilit noktalarıydı. Üst üste gelen duran topların bu maçın kaderini değiştireceğini düşünürken  duran toptan gol yedik. Maçın başında ilk Mersin İdman Yurdu atağında Gökhan'ın bir anlık hatası ve pozisyon gereği yaptığı faul ve sonrasında gelen gol. Meireles için de şanssız bir andı. Gol sonrasında ise baskın ve istekli futbolumuz devam etti.İlk yarının sonunda da geçen sezonki Beşiktaş maçlarında izlediğimiz korner taktiği ile golü bulduk. Gökhan'ın ön direğe koşusu ve topu kafası ile 6 pasa göndermesi... Mehmet Topal'a da ayrı bir parantez açmak lazım. Son zamanlarda çok formda ve uzun zamandır Fenerbahçe'de böyle bir ön libero izlemedim. Daha erken belki ama bence yılın en büyük transferlerinden biri. Bu maç için beni en çok umutlandıran olay ölü bir takımın, mücadelenin son zamanlarda hiç olmadığı bir takımın , kazanmayı bu denli istemesi mücadele etmesi sonuna kadar savaşması....

İkinci yarı Topal'ın sakatlığı ile Baroni girdi oyuna. Orta sahadaki etkinliğimiz ciddi şekilde etkilendi. Nurullah Sağlam Nduka gibi hızlı bir adamı da oyuna sürünce ilk yarıdaki baskın, rakip takımı boğan Fenerbahçe yerine biraz daha geride oynamaya başlayan, topu oyuna daha geriden sokan, organize olmakta güçlük çeken bir Fenerbahçe vardı. Bunun üstüne bir de fizik olarak düşüş Kuyt'ın sakatlığı da eklenince oyundan epey bir düştük. Net bir çift vuruş ! ve sonrasında Baroni'den gelen füze son saniyede bizleri havaya uçurdu.

Takım toplam 103 km koşmuş. Aykut Kocaman'ın hedeflerinden biraz uzak bir rakam. Ama rakip sahaya yığılan bir oyunda bu rakamların pek de anlamlı olduğunu düşünmüyorum. Meireles Premier Lig'den geldiğini belli etti daha ilk maçtan.11 km ile sahanın en çok koşan adamıydı. Umarım çok daha iyi performanslar seyrederiz Meireles'den.

İlk yarıdaki futbolda biraz daha organize olup ve bu futbolu 90 dakikaya yayarsak- yaymaya çalışırsak bu takımın önünde kimse duramaz. Son yılların en eksiksiz Fenerbahçe'si ve inşallah daha nice mutluluklar yaşarız bu takımla.

Bir konuya daha değinmek istiyorum sahanın zemini aşırı kötü. Ne yapıp edip paraya kıyıp o zemini halletsinler. Top dümdüz gidemiyor her top mu seker usta. Koca Fenerbahçe'ye yakışmayan bir zemin. Futbol oynamaya büyük engel hele hele hızlı oyun ve seri pas yapmak isteyen takım için-Aykut Kocaman'ın istediği planladığı takım için.

Maç Dışında ;


 Herşey için teşekkürler Mirsad. Sen çok başkaydın be. Yüzünde akan kanlar ile, topladığın reboundlar ile, attığın 3'lükler ile, takımdaki liderliğin ile, ASLA PES ETMEMEN ile kalplerimize yerleştin bir kere.

Bırakmayaydın İyiydi be Mirsad özleyeceğiz seni parkelerde....







Zaten çoktan haketmiştin o heykeli. Bi de açılış konuşması yaptın ki, gözlerim doldu. Futbolu ile , dürüstlüğü ile , efendiliği ile , liderliği ile BÜYÜK EFSANESİN Alex ,

BÜYÜK KAPTAN BİZİ BIRAKMAAA BIRAKMAAA BIRAKMAAAAA.....

Sivasspor 0-0 Fenerbahçe


Ligin 3.haftası da geri kaldı.Fenerbahçe, Sivasspor deplasmanından da berabere ayrılarak ligde ki puanını 5'e çıkarttı. Oynanan kötü futbol ve yapılan kötü hamleler gelecek adına bana pek ümit vermedi. Üzülüyorum ki aynı hatalar göz göre göre yapılıyor. Ve Üzülüyorum ki bu hataları tekrar etmeyeceklerinden emin olamıyorum !!!


ilk 11

Gaziantespor maçından farklı olarak Krasic yerine Alex ile başladı maça Aykut Kocaman. Diziliş olarak son yıllarda hiç bir maçta bu kadar sıkıntı yaşamamıştık. Maça 4-2-3-1 gibi başladık.Sonra bir süre  4-3-1-2 ile oynadık.Ardından klasik 4-4-1-1'e döndük bir süre.Maçı da 4-4-2 ile bitirdik. Maç içerisinde uzun zamandır bu kadar fazla rotasyon görmemiştim onu da bizlere gösterdi Aykut Kocaman.

Maça aslında iyi başladık diyebiliriz.İlk 15 dakika Hasan Ali'nin etkili bindirmeleri, Topuz'un oyunun her iki yönünde de etkili olması topu rakip sahaya yıkmamızı kolaylaştırdı. Zaten maç içerisindeki en etkili pozisyonlarımız bu 15 dakika içerisinde gelişti.Önce 3.dakikada Alex'in kafa vuruşu sonra da Mehmet Topuz'un pası ile Borjan ile karşılaşan Sow'un aşırtma vuruşu.

İyi oynadığımız süreçte farklılıklar neydi ?

Öncelikle beklerin etkili bindirmeleri ve sorumluluk almaları benim için kilit nokta. Hem Hasan Ali , hem Gökhan sürekli bindirme yaptılar top istediler orta açtılar...Rakibi boğmak için günümüz futbolunun en önemli mevkisidir bekler. Ve bugün de iyi oynadığımız kısa sürede hem Hasan hem Gökhan iyiydi. Mehmet Topuz'un ofansı da daha çok düşünmesi bizim için pozitif bir olaydı. Sow-Kuyt ikilisinin sürekli yer değiştirmesi, Kuyt'ın presi, rakip defansı zorladı. Böyle anlatıyorum ama bu iyi oynadığımız kısım sadece 15 dakika....

Peki oynanan futbol ne oldu da birden bire değişti ?

Sivasspor'da Erman'ın daha çok sorumluluk alması, hem Aatıf hem de Eneramo'nun topu sürekli istemesi ve mücadeleleri...Bizim, sahadaki dizilişimizin sürekli değişmesi...Kuyt'ın top kayıpları....Alex'in gününde olmaması....Gökhan'ın basit hataları....Selçuk'un kötü, Topal'ın vasat olması....Yerlerde sürünen kondisyon.....daha çok neden sayılabilir bu maçta.Kısacası ve bence en önemlisi maçı isteyen tarafın daha çok Sivasspor olması diyebilirim.

Kötü futboldaki nedenler neler ?

1) Aykut Kocaman'ın kadro tercihleri;
   Forma adaleti olmayan bir takımda , takım olma ruhu nasıl kazandırılır merak ediyorum. Selçuk hafta içi berbat bir maç oynamasına rağmen ilk 11'deydi. Stoch iyi sayılabilecek bir performansın ardından kesik yedi hocadan. Hasan Ali kaç maçtır kötü. O zaman sorarlar adama Sezer,Salih,Bienvenu,Özgür nerde diye. Nerde ADALETİN Aykut Hoca !!!

2) Aykut Kocaman'ın maç hazırlığı;
   5'e 2 top kapma çalışması meşhurdur Aykut Hoca'nın. İnşallah en önemli sorun olan FİZİK-KONDİSYON'a da gerekli önemi verir. Aykut Kocaman ile birlikte her oyuncunun performansı geriye gidiyor. Fizik olarak Anadolu'daki takımlardan bile geri durumdayız şu an. İkili mücadelelerde çabuk yıkılan, pres diye bir şeyin kalmadığı, pas trafiğinin oldukça durağan olduğu, çok çok yavaş oynayan bir Fenerbahçe var şuan. Umarım bir kondisyoner bu takıma kazandırılır ve daha diri bir Fenerbahçe izleriz.

3) Geç kalmış transfer
   Bir orta saha lazım diye bas bağırdık. Emre'nin gideceği önceden belli iken Emre'nin yerine oyuncu almamak mantıkla açıklanamaz.

4) Özgüvenini kaybetmiş futbolcular;
   Futbolcular Fenerbahçe'de değil de sıradan bir takımda oynuyor gibiler. Sorumluluk almak isteyen, adam eksiltmeye çalışan oyuncu yok gibi. Hepsi yan top, geri pas, 0 risk , aman topu ben almayayım modunda...

Transfer döneminin son günlerinde iken Aykut Kocaman'ın bahsettiği transferi ve onun yaratacağı etkiyi de çok merak ediyorum.Umarım takım hatalarından ders alır ve umarım mücadele eden bir hoca ve yönetim görürüz. Bu büyük taraftarın yüzünü güldüren, korkan değil rakiplerini korkutan bir Fenerbahçe izlemek dileğiyle.......

Hep Destek Tam Destek !!!

Aziz Yıldırım ve diğer yöneticilerin yaptığı en büyük değişiklik bu olsa gerek. Taraftar profili son yıllarda o kadar değişti ki bugün yönetim ve teknik heyet hakkında olumlu olumsuz her olayda sesini çıkartamayan bir taraftar profili var. Yönetici gözünden her biri dolar işareti olan taraftarların bugünkü hali gerçekten içler acısı.

Bu taraftarlar bu takım için her şeyini verebilecek iken bunları malzeme olarak kullanan bir yönetim var benim gözümde. 3 Temmuz, birlik, beraberlik, agresiflik için bu taraftarın en büyük artısı iken bunları pozitif yönde kullanmak yerine, taraftarları üzen taraftarın hiç kaale alınmadığı bir takım görmek ve bunlara karşı hiç bir şey yapamayan bir taraftar profili görmek beni çok üzüyor.

Yönetim kulüpte maddi sıkıntı var dedi gittik Fenerium'lardan 1 günde 1 milyon kampanyası yaptık, gittik 3-4 tane forma aldık, gittik doğmamış çocuğumuza taraftar kart aldık, maddi her türlü görevimizi yerine getirdik...

Yönetim şike yapmadık tertemiziz dedi (inandık ve hala inanıyoruz) gittik Çağlayan'a Silivri'ye Ankara'ya Şişli Etfal'e ... gittik her deplasmana, ruhsuz bir takımı sahada görsek bile bağırdık 90 dakika, kaldırımdan destekledik bu takımı, bayanlarımız ile doldurduk stadımızı, okulda mahallede savunduk her zaman bu takımı, kadıköyde en büyük rakibimize kupa kaldırttılar taraftar her destek tam dedi hep, sesimizi çıkartmadık manevi her türlü desteği yerine getirdik getirmeye de devam edeceğiz....

Çok sevdik çünkü bu renkleri bu şanlı geçmişi bu insanları çok sevdik ,

Bir de şimdiye bakalım ,

-biz bu futbolu mu hak ettik
-biz orta sahada Baroni'yi mi hak ettik
-biz mücadele etmeyen bir takımı mı hak ettik
-biz birilerinin egosu ile yönetilen bir takım mı hak ettik
-biz azcık bir eleştiride başkandan fırça yemeyi mi hak ettik
-biz Hasan Ali'yi, Selçuk'u mu hak ettik
-biz Savaşan bir Emre'nin gönderilmesini mi hak ettik
-biz Alex gibi bir efsanenin ego kurbanı olmasını mı hak ettik
-biz Şampiyonlar Liginden "bence" bizden kötü bir takıma elenmeyi mi hak ettik
-biz 90 dakikalık maçın 60 dakikasını boşu boşuna izlemeyi mi hak ettik
-biz Her fırsatta galatasarayın ekmeğine yağ süren bir hocayı mı hak ettik
-biz Avrupa vizyonu olmayan bir yönetim mi hak ettik
-biz Bizleri susturmak için transfer yapan bir yönetim mi hak ettik
-biz Bir maça bilet bulmazken yönetimin eş dost ve akrabalarına giden biletleri de mi hak etmedik
-biz İnternette bile sabahlayıp karaborsa yapan Biletix'den bilet almayı mı hak ettik ki alamadık çoğu zaman
-biz Parası olanın konuşmaya hakkı olduğu bir Fenerbahçe mi hak ettik
-biz Halkın takımını sosyete takımı yapan bir yönetim mi hak ettik
-biz Her türlü mücadeleyi verirken arkamızda durmayan bir yönetim mi hak ettik
-biz Genç Yeteneklerin solduğu bir takım mı hak ettik
-biz Bizimle dalga geçen resmi siteyi mi hak ettik...
.
.
.


Hepsini geçtim biz bir tane Orta Saha'yı da mı hak etmedik ....

Bu taraftar bas bas bağırdı orta saha şart diye ama yine kaale alınmadık.Sonuçta yine üzülenler yine gözlerde yaş dolanlar bizler olduk. Ama biz bunlarla da sevdik bu takımı. Sadece mutluluklarda değil üzüntülerimizi de yaşadık bu takım ile. Ama göz göre göre bu taraftara üzüntü yaşatmak biraz isyan gerektirir heralde...

Hep destek tam destek falan değil. Biz Agresifliğimizi kaybettik birader. Sesi çıkmayan, stada meşale bile sokamayan, kendi sahamızda bile baskı oluşturmak da zorlanan sosyetenin takımı olduk bu yönetim ile. Halkın takımıydı bu takım hala da öyle. Direnişin mücadelenin takımıdır, Aziz Yıldırım'ın tabiriyle Kuva-yi Milliye'dir bu takım ve taraftarlar. Ama artık bu sevda uğruna canını verebilecek taraftarları dikkate alan insanlar istiyorum. Herhangi bir yerdeki Fenerbahçe'li garson Hasan ile mühendis Mehmet'e aynı gözle bakabilen bir yönetim istiyorum.Kişilerin Fenerbahçe'liliklerinin Fenercell ile taraftar kart ile PARA ile sorgulandığı bir Fenerbahçe değil...

Bu destek sonsuza kadar sürecek elbet, bu renklere bu formaya aşığız bir kere....Aşkımızın karşılığı paralar,kupalar,şampiyonluklar değil elbette en büyük isteğim sahadaki ve yönetimdeki mücadelenin tribündeki mücadeleye yaklaşması, yaklaşmaya çalışması !!!


Spartak Moskova Maçı Öncesi

 

Fenerbahçe son yılların en önemli maçına çıkacak yarın akşam. 3 Temmuz operasyonu ile başlayan birlik beraberlik ve mücadelenin en önemli arenası bu maç. Son zamanlarda hiç umut vermeyen kötü futbol , Alex Aykut tartışmaları ve deplasmandaki 2-1'lik skor bu maç için ciddi dezavantajlar.

Cumartesi günü Gaziantepspor maçında farklı dizilişler denedi Aykut Kocaman. Biraz Alex'le tartışması biraz da bayan seyirciler nedeniyle seyirci baskısının az olması bu kadar rahat davrandırdı ona diziliş konusunda. Uzun zamandır planladığı Alex'siz Fenerbahçe'nin temellerini attı sonunda. Alex-Aykut konusuna fazla değinmeyeceğim. Alex haklı Aykut Kocaman haklı Aziz Yıldırım haklı falan filan kimse umrumda değil umrumda olan tek şey Fenerbahçe'dir.Ve sonsuza kadar böyle devam edecek. Birinin zarar verdiğini düşünürsem eleştiririm zaten. Spartak maçı öncesi daha çok futbol konuşmak istiyorum.

Merkez orta saha transferi taktik değişse de değişmese de şart bu takıma. Orta saha transferi gerçekleşirse takım için en uygun sistem olabilir 4-4-2 . Alex sonsuza kadar oynayacak bir oyuncu değil o da bir insan ve o da yaşlanıyor. Ancak elinde top tekniği yüksek yaratıcı bir orta saha yok iken Alex'i kesmek çok gereksiz. Hele hele Alex'i kesip Baroni'yi onun mevkisine yerleştimeye çalışmak ayrı bir saçmalık. Ya sistem değiş ya da Alex'i oynat. Antep maçında sistem değişti; biraz uyum sıkıntısı, biraz merkez orta saha eksikliği, biraz defansın formsuzluğu derken yine kötü bir futbol izledik. 3-0 kazandık belki ama kalemizde verdiğimiz pozisyonlar ve defanstaki Egemen Yobo tandeminin uyumsuzluğu çok üzücüydü. Bir de üstüne üstlük Hasan Ali'nin pozisyon bilgisinin zayıflığı ve yaratıcılığının çok düşük olması gelecek için pek umut vermedi.

Spartak Moskova nasıl bir takım ne yapılabilir ?

Spartak çok koşan bir takım öncelikle. Ama öyle ahım şahım bir takım da değiller. Kadıköy onlar için çok çok daha avantajlı olabilir belki. Hızlı forvet hattı, yaratıcı orta sahaları Kadıköy'de kontra-atak futbolu izlettirebilir bize. Şu ana kadar izlediğim maçlarda defans hatları çok zayıf gözüktü bana. Kendi yarı sahasında kapanan bir Spartak Moskova çok farklı olabilir. Kapanmayı bilmeyen bir büyük takım gibi mi yoksa 11 kişi defans yapan bir Anadolu takımı mı izleyeceğiz merak ediyorum. Defans hatlarının zayıflığı, skoru korumanın onlar için dezavantaj da olabileceğini gösteriyor. Aykut Kocaman'ın basın toplantısına göre Alex yine yok. Alex kapanan takımları en iyi çözen futbolculardan biridir bence.4 kişinin içine bir ara pas atar veya bir frikik atar maçı birden çevirebilir. Mücadele gücünü artırmak için gol yollarındaki gücü azaltmak ilginç bir hamle olur herhalde hele ki mutlak kazanmamız gereken bir maçta. Tahminin Gaziantepspor maçındaki kadronun aynısı çıkacak. Olmasını dilediğim, beklediğim bir hamle var o da Egemen-Bekir değişikliği. Gaziantepspor ve Spartak maçlarının her ikisinde de gördük ki Egemen-Yobo ikilisi daha uyum sağlayamadı ve iki stoper arası ciddi boşluklar kalıyor.

Tur ne olur ?

Maçtaki en önemli avantajımız kesinlikle seyirci baskısı. Maçın ilk dakikasından itibaren susmayan bir taraftar profili görürüz inşallah. Maç için en büyük korkum ise erken bir gol attıktan sonra onu korumaya çalışmak klasik Aykut Kocaman direktifleri işte...Spartak Moskova 2-1 ile avantajlı belki ama tur hala elimizde ve ben turu geçeceğimize inanıyorum şu anki kadro ile. Umarım Aykut Kocaman eski hatalarından ders çıkartmıştır ve umarım aynı hataları yapmaz.

Sakat vermeden, rahat rahat kazanacağımız, takımın ve taraftarların birlik beraberlik içinde olduğu bir maç izlemek dileğiyle...

Elazığspor 1-1 Fenerbahçe

Aykut Kocaman endeksli bir yazı yazmayı düşünmüyorum artık.Aykut Kocaman'ın yetersiz bir teknik direktör olduğu benim için bir gerçek ve bundan sonra bu konuda daha fazla yazmadan maça odaklanmak istiyorum.

ilk 11
Öncelikle ilk 11'i değerlendirmek istiyorum.Ligin ilk maçına çıkılıyor ve daha önceki hiç bir maçta iyi  görüntü sergilemeyen bir takım ve sürekli değişen ilk 11'ler.Vaslui ve Galatasaray maçlarına göre ciddi farklılıkları olan bir takım sürdü Aykut Kocaman sahaya.Öncelikle Baroni'yi oynatmaması benim ve bir çok taraftar adına büyük bir sürprizdi.Caner'i sol bek olarak düşünmesi, Yobo'yu ilk 11 de planlamaması , Sow'u oynatması ilginç bir 11 ortaya çıkardı.

Maç öncesi şu kadroya bakan herkes topu ileri kim götürecek diye düşünmüştür heralde. Gol atmak için 4 futbolcu golü engellemek için 7 futbolcunun var olduğu bir 11'de iki yönlü bir tane bile futbolcunun olmaması üzüntü verici cidden. Maça klasik Fenerbahçe gibi başladık.Topu ayağında tutan ama top ayağında olunca ne yapacağını bilmeyen bir takım.Bekir Egemen Mert pas trafiğini bolca izledik.Beklendiği gibi topu ileri götüremedik.İlerideki 4'lü ile Selçuk ve Mehmet arasında epey bir mesafe kaldı maçın büyük bir kısmında.

Günümüzde defans ile hücumü bağlayan 2 mevki var.1) Oyunun iki yönünü de oynayabilen orta sahalar 2)Bekler....İki yönlü bir orta sahamız yok ise beklerin daha fazla sorumluluk alması daha fazla topu istemesi lazım iken Caner ve Orhan maçın içinde çok silik kaldılar.Orhan'ın futbol anlayışında hücum diye bir şey hiç yok.Verdiği tüm paslar da ya Bekir'e ya da Mert'e. Oyunu biraz ileriye yıkmak isteyen bir takım bu tarz oyunculara hiç şans vermez. Caner ise aşırı dengesiz bir futbolcu.Bir bakmışız harika işler yapıyor bir bakmışız penaltı yaptırmış kırmızı kart görmüş...Topu ileri taşıyacak bir orta saha yok iken bekler oyun içinde sorumluluk almaktan kaçarken bu takımın pozisyon bulması topu rakip kaleye yığması bir hayli zordu zaten. İlk yarı Kuyt'ın kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyon dışında hiç bir şey yoktu sahada.Yine bir 45 dakika daha boşa gitti yanlış tercihler yanlış futbol ile...

Dakika 75
İkinci yarının başında ilk yarıdaki futbolun devamını izledik.Geride oyun kurmak için çabalayan bir Fenerbahçe sakin sakin bekleyen bir Elazığspor vardı yine.50. dakikada orta sahada kaptırılan bir top Fenerbahçe kalesine gol olarak döndü.Daha sonra Mehmet Topuz ve Baroni'yi oyuna sürdü Aykut Kocaman.Yenik durumda olmanın psikolojisi, Elazığspor'un daha da kapanması topu biraz daha rakip sahaya yığmaya yardım etti. Alex'in daha fazla topla buluşması Kuyt'ın mücadelesi Stoch'un sorumluluk alması golün geleceğini belli ediyordu.

Gelelim gole ; yıllardır Anadolu kulüplerinin zaman geçirmek için  hiç birşeyinin olmadığı halde yerde dakikalarca yattığı rakibinin emeğini çalmaya çalışan insanların şimdi gelip fair play den bahsetmeleri çok ama çok saçma. Adamlar yerde durmadan yatacak, futbol oynatmamak için elinden geleni yapacak, rakibinden futbolla değil pisliklerle puan alacak bunlar için üstüne üstlük bide rakibinden fair play bekleyecek. Böyle enayilik olmaz heralde....64.dakika Mehmet'in ortasında yüzüne çarpan top ile yerden kalkmadı veya kalkamadı Bülent.Atak halindeyken rakip sahaya iyice yerleşmişken bizimkilerin topu dışarı atmamaları için dua ettim. Yıllardır aynı senaryo. Dün belki cidden sakatlandı ama yıllardır yatarak puan kazanmaya çalışanlara bir kapaktı o gol. Ben o golden asla utanmadım utanmam ama yıllardır kendini yere bırakanlar futbol oynanmasın diye her türlü işe karışanlar bugün centilmenlikten falan bahsetmesin lütfen.

Golden sonra 10 kişi kalan Elazığspor pek bir varlık gösteremedi zaten.Krasic'in de oyuna dahil olması ile forvet hattındaki pas trafiği oldukça güzeldi.Pozisyonlar bulduk gole yaklaştık ama olmadı.Son 15 dakika fena oynamadık.Ama rakip 10 kişi ve lige yeni çıkmış bir takım olduğu da asla unutulmamalı.Kazanmamız gereken bir maçta 2 puan bıraktık.

Maçta altı çizilmesi gereken yerler ;

-Kuyt müthiş bir transfer
-Krasic bu takımın sağ açığı
-Alex formsuz
-Yobo aranıyor
-Çift yönlü orta saha şart !!!
-Kondisyon eksikliği var hala
-Gökhan iyileş artık lütfen ....

Son olarak Ramazan Bayramımız Mübarek Olsun. Herkese İyi bayramlar. Yazılarıma 1 hafta ara vereceğim mecburen ;)