Hep Destek Tam Destek !!!

Aziz Yıldırım ve diğer yöneticilerin yaptığı en büyük değişiklik bu olsa gerek. Taraftar profili son yıllarda o kadar değişti ki bugün yönetim ve teknik heyet hakkında olumlu olumsuz her olayda sesini çıkartamayan bir taraftar profili var. Yönetici gözünden her biri dolar işareti olan taraftarların bugünkü hali gerçekten içler acısı.

Bu taraftarlar bu takım için her şeyini verebilecek iken bunları malzeme olarak kullanan bir yönetim var benim gözümde. 3 Temmuz, birlik, beraberlik, agresiflik için bu taraftarın en büyük artısı iken bunları pozitif yönde kullanmak yerine, taraftarları üzen taraftarın hiç kaale alınmadığı bir takım görmek ve bunlara karşı hiç bir şey yapamayan bir taraftar profili görmek beni çok üzüyor.

Yönetim kulüpte maddi sıkıntı var dedi gittik Fenerium'lardan 1 günde 1 milyon kampanyası yaptık, gittik 3-4 tane forma aldık, gittik doğmamış çocuğumuza taraftar kart aldık, maddi her türlü görevimizi yerine getirdik...

Yönetim şike yapmadık tertemiziz dedi (inandık ve hala inanıyoruz) gittik Çağlayan'a Silivri'ye Ankara'ya Şişli Etfal'e ... gittik her deplasmana, ruhsuz bir takımı sahada görsek bile bağırdık 90 dakika, kaldırımdan destekledik bu takımı, bayanlarımız ile doldurduk stadımızı, okulda mahallede savunduk her zaman bu takımı, kadıköyde en büyük rakibimize kupa kaldırttılar taraftar her destek tam dedi hep, sesimizi çıkartmadık manevi her türlü desteği yerine getirdik getirmeye de devam edeceğiz....

Çok sevdik çünkü bu renkleri bu şanlı geçmişi bu insanları çok sevdik ,

Bir de şimdiye bakalım ,

-biz bu futbolu mu hak ettik
-biz orta sahada Baroni'yi mi hak ettik
-biz mücadele etmeyen bir takımı mı hak ettik
-biz birilerinin egosu ile yönetilen bir takım mı hak ettik
-biz azcık bir eleştiride başkandan fırça yemeyi mi hak ettik
-biz Hasan Ali'yi, Selçuk'u mu hak ettik
-biz Savaşan bir Emre'nin gönderilmesini mi hak ettik
-biz Alex gibi bir efsanenin ego kurbanı olmasını mı hak ettik
-biz Şampiyonlar Liginden "bence" bizden kötü bir takıma elenmeyi mi hak ettik
-biz 90 dakikalık maçın 60 dakikasını boşu boşuna izlemeyi mi hak ettik
-biz Her fırsatta galatasarayın ekmeğine yağ süren bir hocayı mı hak ettik
-biz Avrupa vizyonu olmayan bir yönetim mi hak ettik
-biz Bizleri susturmak için transfer yapan bir yönetim mi hak ettik
-biz Bir maça bilet bulmazken yönetimin eş dost ve akrabalarına giden biletleri de mi hak etmedik
-biz İnternette bile sabahlayıp karaborsa yapan Biletix'den bilet almayı mı hak ettik ki alamadık çoğu zaman
-biz Parası olanın konuşmaya hakkı olduğu bir Fenerbahçe mi hak ettik
-biz Halkın takımını sosyete takımı yapan bir yönetim mi hak ettik
-biz Her türlü mücadeleyi verirken arkamızda durmayan bir yönetim mi hak ettik
-biz Genç Yeteneklerin solduğu bir takım mı hak ettik
-biz Bizimle dalga geçen resmi siteyi mi hak ettik...
.
.
.


Hepsini geçtim biz bir tane Orta Saha'yı da mı hak etmedik ....

Bu taraftar bas bas bağırdı orta saha şart diye ama yine kaale alınmadık.Sonuçta yine üzülenler yine gözlerde yaş dolanlar bizler olduk. Ama biz bunlarla da sevdik bu takımı. Sadece mutluluklarda değil üzüntülerimizi de yaşadık bu takım ile. Ama göz göre göre bu taraftara üzüntü yaşatmak biraz isyan gerektirir heralde...

Hep destek tam destek falan değil. Biz Agresifliğimizi kaybettik birader. Sesi çıkmayan, stada meşale bile sokamayan, kendi sahamızda bile baskı oluşturmak da zorlanan sosyetenin takımı olduk bu yönetim ile. Halkın takımıydı bu takım hala da öyle. Direnişin mücadelenin takımıdır, Aziz Yıldırım'ın tabiriyle Kuva-yi Milliye'dir bu takım ve taraftarlar. Ama artık bu sevda uğruna canını verebilecek taraftarları dikkate alan insanlar istiyorum. Herhangi bir yerdeki Fenerbahçe'li garson Hasan ile mühendis Mehmet'e aynı gözle bakabilen bir yönetim istiyorum.Kişilerin Fenerbahçe'liliklerinin Fenercell ile taraftar kart ile PARA ile sorgulandığı bir Fenerbahçe değil...

Bu destek sonsuza kadar sürecek elbet, bu renklere bu formaya aşığız bir kere....Aşkımızın karşılığı paralar,kupalar,şampiyonluklar değil elbette en büyük isteğim sahadaki ve yönetimdeki mücadelenin tribündeki mücadeleye yaklaşması, yaklaşmaya çalışması !!!


Spartak Moskova Maçı Öncesi

 

Fenerbahçe son yılların en önemli maçına çıkacak yarın akşam. 3 Temmuz operasyonu ile başlayan birlik beraberlik ve mücadelenin en önemli arenası bu maç. Son zamanlarda hiç umut vermeyen kötü futbol , Alex Aykut tartışmaları ve deplasmandaki 2-1'lik skor bu maç için ciddi dezavantajlar.

Cumartesi günü Gaziantepspor maçında farklı dizilişler denedi Aykut Kocaman. Biraz Alex'le tartışması biraz da bayan seyirciler nedeniyle seyirci baskısının az olması bu kadar rahat davrandırdı ona diziliş konusunda. Uzun zamandır planladığı Alex'siz Fenerbahçe'nin temellerini attı sonunda. Alex-Aykut konusuna fazla değinmeyeceğim. Alex haklı Aykut Kocaman haklı Aziz Yıldırım haklı falan filan kimse umrumda değil umrumda olan tek şey Fenerbahçe'dir.Ve sonsuza kadar böyle devam edecek. Birinin zarar verdiğini düşünürsem eleştiririm zaten. Spartak maçı öncesi daha çok futbol konuşmak istiyorum.

Merkez orta saha transferi taktik değişse de değişmese de şart bu takıma. Orta saha transferi gerçekleşirse takım için en uygun sistem olabilir 4-4-2 . Alex sonsuza kadar oynayacak bir oyuncu değil o da bir insan ve o da yaşlanıyor. Ancak elinde top tekniği yüksek yaratıcı bir orta saha yok iken Alex'i kesmek çok gereksiz. Hele hele Alex'i kesip Baroni'yi onun mevkisine yerleştimeye çalışmak ayrı bir saçmalık. Ya sistem değiş ya da Alex'i oynat. Antep maçında sistem değişti; biraz uyum sıkıntısı, biraz merkez orta saha eksikliği, biraz defansın formsuzluğu derken yine kötü bir futbol izledik. 3-0 kazandık belki ama kalemizde verdiğimiz pozisyonlar ve defanstaki Egemen Yobo tandeminin uyumsuzluğu çok üzücüydü. Bir de üstüne üstlük Hasan Ali'nin pozisyon bilgisinin zayıflığı ve yaratıcılığının çok düşük olması gelecek için pek umut vermedi.

Spartak Moskova nasıl bir takım ne yapılabilir ?

Spartak çok koşan bir takım öncelikle. Ama öyle ahım şahım bir takım da değiller. Kadıköy onlar için çok çok daha avantajlı olabilir belki. Hızlı forvet hattı, yaratıcı orta sahaları Kadıköy'de kontra-atak futbolu izlettirebilir bize. Şu ana kadar izlediğim maçlarda defans hatları çok zayıf gözüktü bana. Kendi yarı sahasında kapanan bir Spartak Moskova çok farklı olabilir. Kapanmayı bilmeyen bir büyük takım gibi mi yoksa 11 kişi defans yapan bir Anadolu takımı mı izleyeceğiz merak ediyorum. Defans hatlarının zayıflığı, skoru korumanın onlar için dezavantaj da olabileceğini gösteriyor. Aykut Kocaman'ın basın toplantısına göre Alex yine yok. Alex kapanan takımları en iyi çözen futbolculardan biridir bence.4 kişinin içine bir ara pas atar veya bir frikik atar maçı birden çevirebilir. Mücadele gücünü artırmak için gol yollarındaki gücü azaltmak ilginç bir hamle olur herhalde hele ki mutlak kazanmamız gereken bir maçta. Tahminin Gaziantepspor maçındaki kadronun aynısı çıkacak. Olmasını dilediğim, beklediğim bir hamle var o da Egemen-Bekir değişikliği. Gaziantepspor ve Spartak maçlarının her ikisinde de gördük ki Egemen-Yobo ikilisi daha uyum sağlayamadı ve iki stoper arası ciddi boşluklar kalıyor.

Tur ne olur ?

Maçtaki en önemli avantajımız kesinlikle seyirci baskısı. Maçın ilk dakikasından itibaren susmayan bir taraftar profili görürüz inşallah. Maç için en büyük korkum ise erken bir gol attıktan sonra onu korumaya çalışmak klasik Aykut Kocaman direktifleri işte...Spartak Moskova 2-1 ile avantajlı belki ama tur hala elimizde ve ben turu geçeceğimize inanıyorum şu anki kadro ile. Umarım Aykut Kocaman eski hatalarından ders çıkartmıştır ve umarım aynı hataları yapmaz.

Sakat vermeden, rahat rahat kazanacağımız, takımın ve taraftarların birlik beraberlik içinde olduğu bir maç izlemek dileğiyle...

Elazığspor 1-1 Fenerbahçe

Aykut Kocaman endeksli bir yazı yazmayı düşünmüyorum artık.Aykut Kocaman'ın yetersiz bir teknik direktör olduğu benim için bir gerçek ve bundan sonra bu konuda daha fazla yazmadan maça odaklanmak istiyorum.

ilk 11
Öncelikle ilk 11'i değerlendirmek istiyorum.Ligin ilk maçına çıkılıyor ve daha önceki hiç bir maçta iyi  görüntü sergilemeyen bir takım ve sürekli değişen ilk 11'ler.Vaslui ve Galatasaray maçlarına göre ciddi farklılıkları olan bir takım sürdü Aykut Kocaman sahaya.Öncelikle Baroni'yi oynatmaması benim ve bir çok taraftar adına büyük bir sürprizdi.Caner'i sol bek olarak düşünmesi, Yobo'yu ilk 11 de planlamaması , Sow'u oynatması ilginç bir 11 ortaya çıkardı.

Maç öncesi şu kadroya bakan herkes topu ileri kim götürecek diye düşünmüştür heralde. Gol atmak için 4 futbolcu golü engellemek için 7 futbolcunun var olduğu bir 11'de iki yönlü bir tane bile futbolcunun olmaması üzüntü verici cidden. Maça klasik Fenerbahçe gibi başladık.Topu ayağında tutan ama top ayağında olunca ne yapacağını bilmeyen bir takım.Bekir Egemen Mert pas trafiğini bolca izledik.Beklendiği gibi topu ileri götüremedik.İlerideki 4'lü ile Selçuk ve Mehmet arasında epey bir mesafe kaldı maçın büyük bir kısmında.

Günümüzde defans ile hücumü bağlayan 2 mevki var.1) Oyunun iki yönünü de oynayabilen orta sahalar 2)Bekler....İki yönlü bir orta sahamız yok ise beklerin daha fazla sorumluluk alması daha fazla topu istemesi lazım iken Caner ve Orhan maçın içinde çok silik kaldılar.Orhan'ın futbol anlayışında hücum diye bir şey hiç yok.Verdiği tüm paslar da ya Bekir'e ya da Mert'e. Oyunu biraz ileriye yıkmak isteyen bir takım bu tarz oyunculara hiç şans vermez. Caner ise aşırı dengesiz bir futbolcu.Bir bakmışız harika işler yapıyor bir bakmışız penaltı yaptırmış kırmızı kart görmüş...Topu ileri taşıyacak bir orta saha yok iken bekler oyun içinde sorumluluk almaktan kaçarken bu takımın pozisyon bulması topu rakip kaleye yığması bir hayli zordu zaten. İlk yarı Kuyt'ın kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyon dışında hiç bir şey yoktu sahada.Yine bir 45 dakika daha boşa gitti yanlış tercihler yanlış futbol ile...

Dakika 75
İkinci yarının başında ilk yarıdaki futbolun devamını izledik.Geride oyun kurmak için çabalayan bir Fenerbahçe sakin sakin bekleyen bir Elazığspor vardı yine.50. dakikada orta sahada kaptırılan bir top Fenerbahçe kalesine gol olarak döndü.Daha sonra Mehmet Topuz ve Baroni'yi oyuna sürdü Aykut Kocaman.Yenik durumda olmanın psikolojisi, Elazığspor'un daha da kapanması topu biraz daha rakip sahaya yığmaya yardım etti. Alex'in daha fazla topla buluşması Kuyt'ın mücadelesi Stoch'un sorumluluk alması golün geleceğini belli ediyordu.

Gelelim gole ; yıllardır Anadolu kulüplerinin zaman geçirmek için  hiç birşeyinin olmadığı halde yerde dakikalarca yattığı rakibinin emeğini çalmaya çalışan insanların şimdi gelip fair play den bahsetmeleri çok ama çok saçma. Adamlar yerde durmadan yatacak, futbol oynatmamak için elinden geleni yapacak, rakibinden futbolla değil pisliklerle puan alacak bunlar için üstüne üstlük bide rakibinden fair play bekleyecek. Böyle enayilik olmaz heralde....64.dakika Mehmet'in ortasında yüzüne çarpan top ile yerden kalkmadı veya kalkamadı Bülent.Atak halindeyken rakip sahaya iyice yerleşmişken bizimkilerin topu dışarı atmamaları için dua ettim. Yıllardır aynı senaryo. Dün belki cidden sakatlandı ama yıllardır yatarak puan kazanmaya çalışanlara bir kapaktı o gol. Ben o golden asla utanmadım utanmam ama yıllardır kendini yere bırakanlar futbol oynanmasın diye her türlü işe karışanlar bugün centilmenlikten falan bahsetmesin lütfen.

Golden sonra 10 kişi kalan Elazığspor pek bir varlık gösteremedi zaten.Krasic'in de oyuna dahil olması ile forvet hattındaki pas trafiği oldukça güzeldi.Pozisyonlar bulduk gole yaklaştık ama olmadı.Son 15 dakika fena oynamadık.Ama rakip 10 kişi ve lige yeni çıkmış bir takım olduğu da asla unutulmamalı.Kazanmamız gereken bir maçta 2 puan bıraktık.

Maçta altı çizilmesi gereken yerler ;

-Kuyt müthiş bir transfer
-Krasic bu takımın sağ açığı
-Alex formsuz
-Yobo aranıyor
-Çift yönlü orta saha şart !!!
-Kondisyon eksikliği var hala
-Gökhan iyileş artık lütfen ....

Son olarak Ramazan Bayramımız Mübarek Olsun. Herkese İyi bayramlar. Yazılarıma 1 hafta ara vereceğim mecburen ;)

2012-2013 Sezonu Öncesi


* Olanlarda Eksik Bilgiler Var
   Bilgiler transfermarkt.com'dan alındı. 

Fenerbahçe 1-1 Vaslui

Aynı tas aynı hamam....

Maç için değerlendirme yapacaktım vazgeçtim.Ağır bir eleştiri yapacağım.

Aykut Kocaman ile 3. yılımıza giriyoruz ve yaptığı bir ton hatanın herhangi birinden ders aldığını şu ana kadar görmedim. Boşuna umut bağlıyoruz bir Alex Ferguson olabilir diye....

Bir Şampiyonlar Ligi ön elemesi, rakip Avrupa'da adı sanı duyulmamış, Romanya'da daha 10 yıllık bir takım küçücük bir takım !!!! ama Kadıköy'de bize deplasman yaşattılar. Kimin yüzünden Semih mi , Alex mi,Topal mı yoksa golde büyük hatası olan Egemen mi ?

Bence 2 sorumlu var ;
1) Zamanında Transfer Yapamayan Yönetim
2) Aykut Kocaman

Aykut Kocaman iyi bir Fenerbahçe'li iyi bir insan büyük efsane ama berbat bir antrenör;
- Daum ile didişti
- Santos ile didişti
- Alex ile didişti
- Stoch'a taktı bir ara
- Emre'yi -takımın kalbini- gönderdi çat diye
- Bienvenu ve Sezer'i sildi gibi
- 10 milyon Euro verilip Sow alınır Sow yerine futbolu bitmiş Semih'i oynatır
- Sow, Dia , Topuz, Gökhan Gönül, Serdar, SEMİH hatta Niang'ın son hali hepsi geriye gitti oyunlarında
- Son hafta Kadıköy'de en büyük rakibimize onun egoları yüzünden kupa kaldırttı
- 2-0 öne geçtiğin maçta geriye git, kapan, skoru koru ile maçı verdi
- Kadıköy'de Galatasaray galibiyetini özletti bize
- Takım oyunu takım oyunu diye tutturdu takım oyunundan ziyade yeteneksiz oyuncular topluluğu kurdu
- Belirli bir sistemi hiç olmadı bazen saçma sapan taktikler denedi ama fos çıktı, oyuncular sahaya çıkar kafalarına göre oynar doğaçlama bir futbol izlettir bize
- Kenarda ruh gibi bir hoca vardı bizle beraber olduğu süre boyunca golde sevinmez yanlış kararda isyan etmez, bağırmaz çağırmaz neyse bu karakter meselesi olabilir diyelim
- Takımda fizik kondisyon berbat durumda Anadolu Kulüpleri bile bizden daha diri
- Takımın motivasyonu Trabzon maçları dışında hiç yüksek olmadı
- Genç yeteneklere fırsat veriyor dendi, Hani nerede herhangi bir genç oyuncu mu çıkardı, ( Gökay bitti,Okan bitti, Berk bitti , Özgür Çek alındı hiç oynamadı ....) Salih ve Recep'in sonu da böyle olacak
- 5'e 2 top kapma dışında antrenman mı var onun kitabında ?
- Herhangi bir duran top organizasyonu ?
- Üvey evladı Baroni sahada ruh gibi gezer 90 dakika hiçbir şey yapmaz, topa basmaz top istemez 90. dakika 1 gol atar uzaktan -ki onu atmak için kaç tane atağı mahvetmiştir öncesinde- adam ile sözleşme uzatılır !!!
- Ve bu Baroni banko oyuncudur takımda, Dünya yıldızıdır, kafasına silah dayasan oyundan çıkarmaz, Ama formayı hak eden kazanmıştır !
- Benim 2 sezondur rahat rahat oturup izlediğim bir maç olmadı, hep diken üstündeydi bu takım, Oyuncular kendi yetenekleri ile bir şeyler yaparsa maçı kazanırdık yapamazsa tamam o maç puan kaybı....
- Üst üste 4 deplasman !!! kaybettik bu hoca ile konsantrasyon bozukluğu saha dışı nedenler fazlaydı diyelim es geçelim
- Young Boys, Paok, ve belki de Vaslui
- 17 de 16'yı Aziz Yıldırım ve Alex yaptı benim gözümde
-........

Daha çok yazılır çizilir ama benim gözümde hiç bir geleceği olmayan bir hocadır Aykut Kocaman. Bu adamın eline Sneijder'i de Lassana'yı da verseniz 2 gün sonra onlarla kavga eder Baroni'yi koyar orta sahaya ! Sonuç mu herşeyini Fenerbahçe'ye adayan milyonlarca kalp ve o kalplerin hak etmediği üzüntüler...
                                                                          YETER AYKUT KOCAMAN YETER !!!

Ya 2 ayağı da olsaydı




Adı Gabriel 11 yaşında Brezilyalı bir çocuk. Hayat ona adil olmayan bir şekilde başladı diyebiliriz 2 ayağını ondan esirgeyerek. Futbolu çok sevdi 2 ayağı olmamasına rağmen.Kendi okulunda futbol oynamaya çalışırken Barcelona scout ekibinin dikkatini çekti.Ve tüm hayali Barcelona ile antrenmana çıkmak olan bu çocuğun hayaline katalanlar yetişti.GabrielBarcelona'nın 1 haftalık yaz kampına davet edildi.

Video'da izlediğiniz gibi futbol oynamaktan keyif alan bir çocuk hele hele gözlerindeki o mutluluk yok mu yaşadığı tüm sıkıntıları ona unutturan. Ki yaşıtlarına göre aşırı yetenekli ve top hakimiyeti çok iyi olan biri. Keşke onun daha da imkanı olabilse ve onu daha da izleyebilseydik.